İNANÇ VE HAYAT 2: BÖLÜM 15;GÜL VE CAN
Gül, Can'ın aylardır soğuk tavrından bıkmıştı. Bütün bir balayı boyunca hiç konuşmadıklarına inanamıyordu. Acaba ne düşünüyordu?
Gül çekinerek sordu:
-İyi misin Can?
Can umursamayarak cevap verdi:
-Yani, ablamı düşünüyorum o kadar çağırdık sence niye gelmedi? Kesin bir şey oldu.
Gül:
-Ya ne olabilir hem hani siz ablanla sadece lafta kardeştiniz?
Can:
-Sen biliyor musun? Bence kesin bir durum var.
Gül:
-Can biliyor musun; bana demiştin; onların ilişkilerine çok karışma diye ama kendin de şu an merak içindesin itiraf edemiyorsun.
Can:
-Ablam da eniştem de evlenmeden önce bizi hep arardı kaç aydır göze görünmüyorlar sence bu ne kadar normal?
Gül:
-Yani ne bilim ikizler yoruyordur.
Can:
-Ne ikizi?
Gül:
-Bilmiyorum Can ama konu komşu öyle diyor.
Can:
-Ablam doğurdu ve sen bana söylemedin mi yani?
Gül:
-Ben de konuşmadım ki?
Can:
-Nereden biliyorsun o zaman?
Gül:
-Balayında ablanı aradım İnanç açtı o söyledi.
Can:
-Öyleyse garanti eniştem yine bir şeyler çeviriyor.
Gül:
-Bilmiyorum hastanedeyiz demişti.
Can:
-İnanamıyorum sana Gül ya ablama kötü bir şey oldu ve benden gizliyorsun ablam o benim ya...
Gül:
-Bir şey olmamış.
Can:
-Eniştem kesin bir şey yaptı o adamı zaten hiç gözüm tutmamıştı. Telefonunu da almış. Ne yaptı acaba ablama?
Gül:
-Can iyi misin? Kötü bir şey yok sadece...
Can:
-O adam ablama şiddet uyguladı dimi o yüzden hastanedelerdi. Ben şimdi onu gördüğüm yerde gebertmezsem....
Gül:
-Can, Hayat'ın bir şeyi yok sadece....
Can:
-Evet sadece o adamdan sorulacak bir hesabı var. Ama biliyorsun ben başından beri dedim hiç gözüm tutmadı yapma abla dedim. Biliyordum böyle olacağını ah ablam ah... Şu dünyada bir yüzü gülmedi.
Gül:
-Can bir dur açıklayayım ya....
Can:
-Neyi açıklayacaksın Gül ya? Eniştem pislik çıktı işte...
Gül:
-Eniştem sayesinde dayı oldun Can.
Can:
-Ne? Nasıl?
Gül:
-Ya aradığımda da doğuma gidiyordu zaten ondan eniştem açmak zorunda kaldı. Hayat'ın ikizleri oldu.
Can:
-Yok yanlış anlamışsın herhâlde. Eniştemin oyunudur garanti.
Gül:
-Ne oyunu Can ya? Eniştem söyledi hatta dün Güven abi ve Elif de görmeye gitmiş diyorlardı çocuklardan bize bakamadılar falan.
Can:
-Yani şimdi sen diyorsun ki ablan ciddi ciddi doğurdu ve ailesine söylemedi. Vay be yalnız güzel level atladılar bizde hâlâ olduğumuz yerdeyiz.
Gül:
-Can ne diyorsun şuan?
Can:
-Ablam bile aile kurdu biz hâlâ boş boş takılıyoruz. Keşke bizim de bir çocuğumuz olsa.
Gül:
-Emin misin? Bak bunun dönüşü yok.
Can:
-Bizim ablamlardan ne eksiğimiz var yani neden olmasın?
Gül:
-Bizim ne eksiğimiz var güzel soru; işte İnanç eniştem gibi karına sahip çıksan...
Can:
-Yalnız onlar başka biz başkayız niye sürekli onlarla kıyaslıyorsun?
Gül:
-Bilmem belki de sen sürekli onları düşündüğün içindir.
Can:
-Ben mi onları düşünüyorum?
Gül:
-Yok ben düşünüyorum.
Can:
-Gül kafamı kızdırma bak!
Gül:
-Bizim de bir çocuğumuz olsa aslında...
Can:
-Gül tamam sus yeter. Bu konuşma burada biter.
Can odaya geçti ve telefonundan ablasını aradı.
**********
Hayat tabi bütün gece çocuklarla yorulmuştu ve bu yüzden yataktan zor kalktı. Tam telefonu açacaktı ki Kader telefon sesinden ağlamaya başladı;
😭😭😭😭😭😭😭😭. Hayat, Kader'i kucağında zıplatarak telefonu açtı.
*********
Hayat:
-Efendim Can?
Can:
-Nasılsın abla?
Hayat:
-İyi Can sen nasılsın?
Can:
-İyi abla biraz kırıldım sana.
Hayat:
-Aaaa. Niye ki?
Can:
-Eniştem sana ne yaptı? Neden bana söylemiyorsun?
Hayat şaşırarak Kader'i beşiğine yatırdı. Hayat:
-Gül söyledi dimi?
Can:
-Yani Gül de çocuk diye tutturdu. Ya biliyorsun çok yapışık bir kız.
Hayat:
-İstememek gibi bir lüksün yok yani. Ona bakarsan ben de istemiyordum ama iyi ki olmuşlar yoksa İnanç'la yalnız ben kafayı yerdim.
Can:
-Abla sence İnanç enişteyle benim farkım ne? Gül habire beni İnanç enişteyle kıyaslayıp duruyor.
Hayat:
-Boşver sen Gül'ü, İnanç da o kadar iyi değil yani baba olmak yaramadı.
Can:
-En azından denedi ve olabildi yani. Bizim çocuğumuz olmayacak gibi.
Hayat:
-Neden öyle düşünüyorsun? Hem bence bizim de olmamalıydı ama çok şükür oldu ve böyle tatlı bir his yok ya. Bazen çok zorlatıyor ikisi birden ağlayınca ama yani sonuçta benden ve İnanç'tan iki parça. İnanç bakmıyor niyeyse ama. Biraz kavga biraz neşe geçip gidiyoruz işte.
Can:
-Tamam abla Gül'ün hatırına bir deneyelim bari.
Hayat:
-Yani bak Gül'ün de anne olmaya hakkı var ve yani muhteşem bir şey.
Can:
-Abla yalnız ben çok şaşırdım siz balayından yeni geldiniz sayılır ne ara yaptınız ayıptır sorması ama.
Hayat:
-Bu çok uzun hikâye Can, İnanç bir ara anlatır çünkü ben de bilmiyorum.
Can:
-Abla yeğenlerimin adı ne?
Hayat:
-Kader ve Kadir verdik. Kader iyi de Kadir çok yoruyor insanı.
Can:
-Neyse abla bir ara görüşürüz inşallah, deyip telefonu kapattı.
*********
Hayat da tekrardan çocuklara bakıp bir durum olmadığına kanaat getirince tekrar yatağa yattı. Onun yatmasıyla uyanan İnanç:
-Ne oldu Hayat?
Hayat:
-Yok çocuklara baktım öyle uyu sen.
İnanç:
-Ne var onlar da uyuyor zaten. Hadi gel sen de.
Hayat:
-Telefon çaldı da Kader de sesten korktu ağlamaya başladı. Sonra onu susturdum, beşiğine koydum, Can'ın sorunlarını dinledim yine.
İnanç:
-Ne olmuş ki?
Hayat:
-Abla sen ikizleri neden bana söylemiyorsun hayır yani söylesem ne yapacaktı acaba? Dert işte kardeş büyük dert... Sonra Gül de herhalde bizim de çocuğumuz olsun falan dediyse...... Can strese girdi yani.
İnanç:
-E ne var ki bunda?
Hayat:
-Gül ve Can zaten bizim yüzümüzden evlenmişti hatırlarsan ve bizim yüzümüzden ayrılırsa hiç şaşırma ve bana "neden" diye sorma.
İnanç:
-Konunun bizimle ne alakası var?
Hayat:
-Tabi canım konunun bizimle hiçbir alakası yok, Can senin yüzünden de yetersiz hissetmiyor zaten.
İnanç:
-Hayat sen kardeşine bu kadar bağlı olmak zorunda mısın?
Hayat:
-Kardeşi olmayan ne anlar, ya sen ne anlarsın tamam mı? Karışma daha aramıza girme!
İnanç:
-Aranıza bir tek ben giriyorum yani Gül falan kafası rahat.
Hayat:
-Gül'ün kafasının şuan rahat olduğunu hiç sanmıyorum. Allah bilir ne düşünüyor?
İnanç:
-Bence boşver onları. Biz kendimize odaklanalım.
*************
Derken İnanç'a bir telefon geldi. Telefonu açan İnanç:
-Efendim?
Telefondaki:
-İnanç abi bugün Gül'le size gelelim mi?
İnanç:
-Bir dur ya bu ne acele?
Telefondaki:
-Durum çok ciddi görüşmemiz lazım. İki saat içinde restoranda buluşalım.
İnanç:
-Tamam bana uyar.
**************
Hayat:
-Ne oldu İnanç?
İnanç:
-İki saate restoranda görüşmem var.
Hayat:
-İki saate öyle mi? İki saat sonra öğle yemeği vakti değil mi? Kim yemek yapacak? Hayır onu geçtim, çocuklar seni hâlâ tanımıyor farkındasın dimi? İzin vermiyorum hayatta gidemezsin.
İnanç:
-Ama adama söz verdim bir kere.
Hayat:
-Bu adam o kadar anlayışsız bir adam değil bence; gitmesen de olur yani.
İnanç:
-Hayat sen gerçekten beni evde hapsettin şu an farkında mısın? Adama söz verdim ayıp olur.
Hayat:
-Hiç de ayıp olmamıştı ya cidden. Hem yani hapsetmekse hapsettim senin amcan yüzünden ben sana hapis gibi gelen hayatı kaç kere yaşamak zorunda kaldım sen biliyor musun? Biri gelse de konuşsak diye ne kadar yol gözledim haberin var mı? Peki hepsi geçti bitti zor zamanımda sen neden yoktun da şimdi her şey düzeldi karşıma çıktın? Niye İnanç bak sadece geçerli bir sebep söyle neden?
İnanç:
-Hayat bak ben bilmiyordum hem yani amcamın hastanesinde yattığını bile daha yeni öğreniyorum hem ayrıca ben o zaman küçüktüm yani amcam hastaneye bile sokmuyordu beni hem nedenini öğrenip de ne yapacaksın? Yani neden bu kadar önemli bir bilgi senin için?
Hayat:
-İnanç bak bana bilmem kaç kere yalan söyledin sayısını bile bilmiyorum yani o kadar çok artık doğruları mı konuşsak diyorum? Sıkıldım artık bu yalan havuzunda dönüp durmaktan.
İnanç:
-Peki doğruları konuşalım madem. Seni seviyorum ve yani sen ne kadar yalanlamaya çalışsan da bu doğru. Ayrıca bizim iki tane çocuğumuz var onları da seviyorum. Sana garip gelebilir ama seninle hayatıma giren saçmalıkları da seviyorum......
Hayat:
-İnanç doğrudan kastın sadece sevgiden mi ibaret?
İnanç:
-Ha evet onu unutmuştum, seni Sevgi'den daha çok seviyorum...
Hayat:
-Neyse ya nereden geldik bu konuya? Değiştir konuyu?
İnanç:
-Peki sen?
Hayat:
-Ne ben?
İnanç:
-Sen bana hiç yalan söylemediğini söyleme. Çünkü inandıramazsın.
Hayat:
-Duymak istediğine gerçekten emin misin?
İnanç:
-Yalanlardan arınmak isteyen sendin, bana hiç yalan söylemediğini söyleme gözlerimle gördüm.
Hayat:
-Neyi gördün?
İnanç:
-Bilmem sen söyle.
Hayat:
-Ne gördüğünü bilsem ona göre bir açıklama yapacağım da söyle ne gördün?
İnanç:
-Serdar'la fotoğraflarınız var, ofiste Serdar'ın odasında gördüm.
Hayat:
-Bir de utanmadan kameraya mı çekmiş? Manyak o manyak!... İnanma.
İnanç:
-Peki Leyla'yı reddetmesine ne diyeceksin? Ya da telefonunda seni "aşkım"diye kaydetmesini...
Hayat:
-Tek taraflı aşk olmuyor biliyorsun dimi? O aşkım diye kaydetmiş olabilir ben de "ofisimizdeki pislik" diye kaydettim ne var bunda?
İnanç:
-Hayat ofiste çalışmanı istemiyorum artık.
Hayat:
-Ofis benim farkındaysan. Kendi ofisime gitmemezlik olur mu?
İnanç:
-Restoran da benim kaç aydır gitmedim hiç de birşey olmadı.
Hayat:
-İnanamıyorum ya koskoca ofisi derme çatma bir dükkanla karşılaştırdığına gerçekten inanamıyorum.
İnanç:
-Restoranıma hakaret etme özgürlüğünü nereden alıyorsun?
Hayat:
-Restoranın yarısından fazlasında benim emeğim var ondan olabilir.
İnanç:
-Ofiste de benim emeğim var. Ben olmasam o ofis oraya dikilir mi sanıyorsun.
Hayat:
-İnanç ofisi sen dikmedin hayır yani bir ofis inşaatından da eksik kal istersen.
İnanç:
-Tamam inşaatta çalışmadım ama biz neyi tartışıyoruz?
Hayat:
-Bilmem senin söylediğin yalanları konuşuyorduk yalnız konu nereye geldi?
İnanç:
-Senin yüzünden, ne konuştuğun belli değil ki? Psikolojimi bozuyorsun bazen.
Hayat:
-Benim yüzümden mi? Ofiste çalışma hakkımı elimden aldın. Ofis benim sen ne karışıyorsun?
İnanç:
-Sen restorana karışırken iyiydi ama.
Kader ağlayarak uyandı 😭 😭 😭.
Hayat, Kader'e bakmak için kalktığında telefon çaldı. Telefonun çalmasıyla Kadir de uyandı ve ağlamaya başladı 😭 😭 😭.
Hayat:
-İnanç yardım etsene. Neyse neyse ben bakarım çocuklarıma. Acıktılar tabi. Arayan kimdi ki acaba?
Hayat kimin aradığına baktı. Arayan Gül'dü. Hayat, "sonra ararım" dedi ama şüpheye düşmedi değil şimdi.
Hayat, çocuklarını emzirirken odaya giren İnanç:
-Beni mi çağırmıştın?
Hayat ister istemez sinir oldu. Hayat:
-Neredesin sen? Çocuklar ağlıyor bir yandan telefon çalıyor öbür yandan. İnanç bey de tam yardım etmesi gereken zamanda yok oluyor niyeyse? Sonra sinirlenince Hayat kızdı demesini biliyorsun ama?
İnanç:
-Geldim işte ne oldu kim aramış?
Hayat:
-Ananın... tövbe tövbe... Senin yardım anlayışın cidden bu mu?
İnanç:
-Televizyonda maç vardı görsen nasıl heyecanlı...
Hayat:
-Ya ya gerçekten çok heyecanlı şuan burada da bir maç var. Acaba hangisi önce ağlayacak, hangisi önce doyacak... İzlemeni öneririm. Çok heyecanlı acaba hangisi Hayat'ı hayattan soğutacak? Bir de İnanç faktörü var tabi. Valla bu gidişle kim kazanacak hiç bilmiyorum. Ama kesin bir şey beni bitirdiniz arada.
İnanç:
-Hayat bak ben bir şey yapmadım beni neden suçluyorsun ya da başına gelen her şeyi neden benden biliyorsun? Ben anlayamıyorum ya, benim düzgün bir hayatım hiç olmayacak mı? Hep kavgadan gürültüden mi ibaret nerede benim hayatım?
Hayat:
-İnanç...
İnanç:
-Hayat bak seneler önce mahalleye gelmem bile gözüne battı. Evlendik daha ne istiyorsun ben anlamadım. Seni zaten hep ben anlamaya çalıştım, sen hiç düşündün mü İnanç sen neden geldin diyorsun başka bir şey yok. Sen beni tanımaya çalışmadın ki?
Hayat:
-İnanç bak ben gerçekten çok özür dilerim ama yani Can'ın sorunları, benim kişisel sorunlarım çocuklar falan derken.....
İnanç:
-Neyse ne ben gidiyorum.
Hayat:
-Nereye İnanç?
İnanç:
-Görüşmem var birileri gibi görüşmelerimi ekme gibi bir huyum yoktur. Hadi çıktım ben.
İnanç, Hayat'ı çocuklarla bırakıp apartmandan çıkıp restorana doğru gitti.
************
İnanç restorana girdiğinde Can oturmuş onu bekliyordu. Can:
-Hoşgeldin İnanç.
İnanç:
-İnanç derken oğlum eniştelikten mi reddettin beni? Bak ablanla da zaten sen aradığından beri kavga ediyoruz. Aramızı bozmaya yemin mi ettin?
Can:
-Abi öncelikle hiç kusura bakma ama bu ikizlerden neden kimsenin haberi yok? Ya Gül söylemese ben hâlâ bilmiyordum. Hoş o da çocuk diye tutturdu ya...
İnanç:
-Can bak benim bir suçum yok hem diyelim ki gerçekten suçum var. Nikâhlı karım sonuçta olamaz mı?
Can:
-Abi biz sizi balayında sanıyorduk siz yine ne işler karıştırdınız?
İnanç:
-Ablan öyle istedi neyse boşver onu sizin balayı nasıl gidiyor?
Can:
-Gitmiyor desem...
İnanç:
-Nasıl yani? Ne oldu ki?
Can:
-Gül'le kavga ediyoruz ve neden kavga ettiğimiz bile belli değil.
İnanç:
-Normal bir şey bu kafana takma.
Can:
-Nesi normal Gül böyle değildi. Hiç normal değil.
İnanç:
-Bizim kavga etmemiz normal ama dimi?
Can:
-Yani siz zaten başından beri kavgalı olduğunuz için.....
İnanç:
-Eee... Biz kavga ederiz siz edemezsiniz mi?
Can:
-Gül'ü tanıyamıyorum sanki evlenince değişti. Eskisi gibi değil.
İnanç:
-Nasıl yani?
Can:
-Bilmiyorum. Kimseyle konuşmuyor, benimle bile iletişimi kesti yani.
İnanç:
-Gül?
Can:
-Evet Gül. Ben de şaşırdım ama...
İnanç:
-Bu akşam bize gelin o zaman. Gül, Hayat'la ne olduğunu kız kıza konuşur hallederler galiba.
Can:
-Abi bu arada restoranda yeni bir eleman var, Gül'ün arkadaşıymış. Onu da çağıralım mı?
İnanç:
-Olur. Ya da yarın restorana geleceğiz zaten orada görüşürüz personelle. Acelesi yok bugün siz gelin yeter.
Can:
-Tamam abi.
Telefon çaldı.
***************
İnanç telefonu açtı.
İnanç:
-Efendim ne oldu?
Hayat:
-İnanç neredesin sen?
İnanç:
-Restorandayım bir şey mi oldu?
Hayat:
-Gelirken ekmek al dicektim.
İnanç:
-Şey Hayat bugün akşam yemeğini restoranda mı yesek?
Hayat:
-Çocukları almaya gel o zaman, ben evden çıkamıyormuşum zaten.
İnanç:
-Tamam ama geleceksin dimi?
Hayat:
-Tamam İnanç öyle olsun.
İnanç telefonu kapatıp Can'a döndü.
İnanç:
-Bize gelmenize gerek yok, restoranda görüşelim.
Can:
-Peki abi Gül bekliyor ben eve dönüyorum şimdi.
İnanç:
-Ben de ekmek alıp eve gideceğim.
İnanç ekmek alıp eve döndü.
Yorumlar
Yorum Gönder