İNANÇ VE HAYAT 2: BÖLÜM 10; EVLENİYORUZ

nikâh masası
Hayat sabah hiç kalkmadığı kadar erken kalkıp Gül'e mesaj attı. Hayat: 
-Bugün evleniyoruz kanka inanabiliyor musun? 
Gül: 
-Hak ettiniz kanka siz, dillere destan bir aşk yaşadınız yani tüm mahallenin dilinde bu. 
Hayat: 
-Kanka ben heyecandan yerimde duramıyorum. 
Gül: 
-Geleyim mi kanka? Gerçi sizinki öğleden sonra daha çok var ama davetiyeleriniz müthiş bayıldım valla.
Hayat: 
-Bizim davetiyemiz mi var? 
Gül: 
-Tabi kanka eniştem her yere asmış piknikteki gibi ama çok romantik değil mi? 

Gül:
-Bak çok romantik ya...
Hayat:
-Ay bana birşeyler oluyor. 
Gül: 
-Kanka iyi misin? Alt tarafı evleniyorsun yani, abartma. 
Hayat: 
-Canım nasıl karadut çekti var ya...
Gül: 
-Kanka sen iyi misin bugün düğünün var ve üstün bembeyaz bu elbiseyi kirletme istersen bu tarz şeylerle. Bak her şey muhteşem. 
Hayat: 
-Kanka ne muhteşem ya? İnanç ve Can ortada yok bu mu harika olan? 
Gül:
-Kanka beynin yandı galiba. İnanç ve Can traşa gitmiş biz hâlâ kuaföre gidemedik sayende. 
Hayat: 
-Gidecek halin var mı diye sorsana. 
Gül: 
-Kanka neyin var? Tamam heyecanlısın anladık ama merak etme herşey kontrol altında. 
Hayat karadut yerken gelinliğine döküldü. Bembeyaz gelinlik mosmor oldu. 
Gül: 
-Aferin kanka bugün karadut yemeden edemedin dimi?
Hayat: 
-Kanka ama şunlara bak çok güzel ya. 
Gül: 
-Kanka şuan bu manzarayı İnanç görse evlenmekten vazgeçer de biz şimdi ne yapacağız?
Hayat: 
-Ne konuda? 
Gül: 
-Gelinliğini temizleme konusunda. İnanç enişteme diyorsun yemek yemeyi bilmiyor diye ama sen de çok farklı değilsin hani.
Hayat: 
-Abart kanka abart alt tarafı karadut yani ne olabilir ki ne yani ben üstüme karadut bulaştırdım diye İnanç düğünü iptal mi edecek? 
Gül: 
-İnanç bu kanka herşey olabilir ay benim de ağzım alıştı ama eniştem şu halini görse kızardı. 
Hayat:
-Kanka sen de yesene, çok güzel dut.
Gül: 
-Ben gelinliğimi pislettim sen de pislet diyorsun yani?
Hayat: 
-Kanka ama bak sırf gelinlik giydim diye bu lezzetten mahrum kalamazdım kimse de kusura bakmasın.
Hayat'ın telefonu çaldı. 
Gül: 
-Kanka telefon. 
Hayat: 
-Geldim kanka. Alo efendim. 
******
İnanç: 
-Ne yapıyorsun Hayat?
Hayat: 
-Dut yiyorum sen ne yapıyorsun? 
İnanç: 
-Dut ne alaka şuan? 
Hayat: 
-Çok güzel İnanç ya gel sende ye.
İnanç: 
-Afiyet olsun canım da hani bugün yemese miydin? Hani gelinliğin leke olur falan...
Hayat: 
-İnanç ne yani hani giydiklerimiz önemli değildi?
İnanç: 
-Değil tabi de hani insanlar ne der? 
Hayat: 
-Ne derlerse desinler maximum ne diyecekler söylim mi; iyi halt etmiş neyine güveniyormuş evlenmekle falan yani. 
İnanç: 
-İşiniz bitti mi almaya geleyim mi?
Hayat: 
-Kuaföre yeni geldik sıra var burada biraz. Az dut yiyesim geldi işte. Sen ne yaptın? 
İnanç: 
-Biz de traş oldum işte kuaförden çıktım sizi bekliyorum. Çok sıra var mı? 
Hayat: 
-Az kaldı 2 gelin daha var. Mübarek bugün ne çok kişi evleniyor. Valla sinirim bozuldu şuan. 
İnanç: 
-Hiç şaşırmadım neden acaba? 
Hayat: 
-Hele şükür sıra geldi hadi görüşürüz. 
Hayat'ın kuaför sırası gelince kuaför koltuğuna oturdu ve kuaför önce saçını sonra makyajını yaptı.
                   (Hayat'ın son hali)
Gül: 
-Kanka eniştem seni görünce bayılmasa iyi yani çok güzel oldun.
Hayat: 
-Öylemi diyorsun kanka? İyi madem. İçim rahatladı şuan. İnanç ne yaptı acaba? 
Gül: 
-Kanka eve gidelim konuşursunuz. 
Gül ve Hayat eve doğru yola çıktı. 
Gül: 
-Yalnız kanka baya güzel oldun.
Hayat: 
-Kanka konuşmamıza göre bizim kuaförde beklememiz gerekiyordu biz yine yanlış yaptık.
Gül: 
-Olur mu kanka gelin evine uğramadan gelin alınmaz. 
Hayat: 
-Öyle mi diyorsun kanka? 
Gül: 
-Öyle zaten. Daha kız alma için konvoy falan onlar gelir buraya, merak etme sen.
******
İnanç sonunda damat tıraşını olmuş Can'ı bekliyordu. İnanç: 
-Can hadi ya kızlar bekliyor. 
Can: 
-Beklesinler, geç kalmayız merak etme.
İnanç: 
-Can hadi ya tıraşımızı olduk ne yapıyorsun daha? 
Can: 
-İşim var bekle biraz ya. Hem sen ablamı kaç yıl bekledin? O da beklesin biraz yani ne olacak?
İnanç: 
-Ayıp oluyor ama Can ya? Ne yapıyorsun? 
Can: 
-Tamam çıktım işte. Ne oldu acelene?
İnanç:
-Sen gidecek misin artık bir tuvalette de bu kadar oyalanır mı bir insan ya? Ne oluyor hayırdır kaçış planların mı var? Birazdan nikah başlar Gül bekliyor? 
Can: 
-Anam beklesin ne var yani? Ablam da bekledi seni o kadar Gül de biraz beni beklesin ne yani? 
İnanç: 
-Ya tamam bekleyen beklesin benim işim var, deyip tuvalete girdi.
Can: 
-Bana gidelim diyene bak😅😂🤣. Hey Allah'ım yarabbim sen ablama kolaylık ver🤣😂🤣.
Telefon çaldı. 
Can: 
-Tabi iyi abla lafının üstüne arar. 
Telefonu açtı.
*********
Can: 
-Efendim abla? 
Hayat: 
-Can neredesiniz? Ne yapıyorsunuz? 
Can: 
-Berberde bir aksilik oldu da eniştemi bekliyoruz. 
Hayat: 
-Ne yaptı yine? Üstelik niye telefonlarımı açmıyor? 
Can: 
-Heyecandan tuvaletten çıkamadı galiba🤣😂🤣😂🤣.
Hayat: 
-Geleceksiniz dimi ama? Ya bak Gül çok heyecan yaptı zor duruyor burada. Bu arada eniştene sahip çık bir yere kaçmasın. 
Can: 
-Abla sen asıl Gül'e sahip çık.
Hayat: 
-Gül seni bekliyor ama çok kızdı sana haberin olsun.
Can: 
-Eniştemin suçu işini uzatan o ben ne yaptım? 
Hayat: 
-Bir bak şuna yine ne oyun çeviriyor?
Can: 
-Peki abla görüşürüz. 
**********
Can tuvaletin kapısını çaldı:
-Enişte hadi ya? Kızlar bekliyor, senin yüzünden Gül'le aram bozulursa.... Ya ne yapıyorsun bu kadar zaman? 
İnanç: 
-Ya bir dur ya, tamam geliyorum 5 dakikaya. 
Can:
-Abi ben daha fazla beklemiyorum hem sen telefonunu neden açmadın? Ablam aramış o kadar herkes seni bekliyor. 
İnanç: 
-Tamam geldim ya! Offf ne şey yaptınız? 
Can: 
-Hoşgeldin enişte valla benim bile gözlerim yolda kaldıysa ablamı düşünemiyorum artık.
İnanç: 
-İşim vardı Can neyse hadi gidelim. 
İnanç ve Can sonunda yola çıkabildi.
*******
Kuaföre geldiklerinde kızlar orada yoktu. İnanç: 
-Nerede bunlar ya? 
Can: 
-Eve geçmiş olabilirler mi?
İnanç: 
-Bir ara istersen...
Can: 
-Sen neden aramıyorsun? Ablam seni aramış dönmeyecek misin? 
İnanç: 
-Seni aradı sonuçta bir Gül'e mi dönsen?
Can: 
-Offf ne arayacağım ya? 
İnanç: 
-Ne demek ne arayacağım? Evleniyorsunuz oğlum siz karın artık o senin tabi arayacaksınız birbirinizi. 
Can: 
-Öylede Gül beni sevmiyor ki? 
İnanç: 
-Hoppala nereden çıktı bu şimdi? Dalga mı geçiyorsun? Hayır yani evleniyorsunuz farkında mısınız?
Can: 
-Öylede abi Gül bana kesin birşey yapacak.
İnanç: 
-Bu saatten sonra ne yaparsa yapsın karın ya hani... Hem ablan da bana birşey yapabilir ben korkuyor muyum? 
Can: 
-Ama abi...
İnanç: 
-Can bence artık yola mı çıksak? Gül'ü bilemem ama Hayat onu bu kadar bekletmeme fena kızar ve Allah korusun nikâhta bir şey yapar falan. Ben gidiyorum geliyor musun artık? 
Can: 
-Peki geldim abi. 
Can ve İnanç sonunda kızları almak için yola çıktılar. Evin önü çok kalabalıktı. Güven abi ve Elif başta olmak üzere bütün mahalle oradaydı neredeyse. 
Kızlar evde çok heyecanlı dakikalar geçiriyordu. Gül: 
-Geldiler kanka. Gözün aydın.
Hayat: 
-Gözümüz demek istedin galiba sadece İnanç tek gelmiş olamaz yani, son konuşmamızda birliktelerdi.
Gül: 
-Anlamadım siz ne zaman konuştunuz ve benim niye haberim yok?
Hayat: 
-Beş dakika önce işte Can beni aradı ne yapıyor Gül diye? 
Gül: 
-Çok mu umurunda sanki? Beni neden arasın yani? 
Hayat: 
-Sen onu ne kadar arıyorsun ki tek taraflı değil bu işler. Ben İnanç'ı aramasam sence biz bugün evleniyor olabilir miydik? Hayır yani başta ben aradım zaten benim sayemde yürüdü bu ilişki. 
Gül: 
-Benim de sayemde yürüdü kanka ben olmasam sizin bir araya geleceğiniz yoktu. 
Hayat: 
-Yani... Ama hepiniz nasıl da şaşırdınız?
Gül: 
-Kanka peki biz Can'la bunları nasıl yapacağız?
Hayat: 
-Ara istersen. Yani herkesten gizli bir ilişki yürüttünüz şimdi vazgeçersen hiç tanışmadık farzet. Silerim seni her yerden, bir daha görüşmeyiz.
Gül: 
-Kanka kardeşin yüzünden...
Hayat: 
-Can'ı suçlayıp durma artık, seninde suçun var, yuvayı dişi kuş yapar diye boşa demiyorlar. Biraz yakınlığı da sen göster.
Gül: 
-Kanka bak ama İnanç...
Hayat: 
-Kanka her ilişki kendisine özel sen niye bizimle kendi ilişkini kıyaslayıp duruyorsun ki? Bak nikâhta vazgeçersin falan valla fena bozuşuruz haberin olsun.
Gül: 
-Kanka...
Hayat: 
-Geldiler kanka. 
İnanç ve Can sonunda evden kızları almaya geldi.
Hayat, Gül'e dönerek: 
-Hadi kanka iniyoruz. 
Gül: 
-Kanka benim küçücük bir işim var. 
Hayat: 
-Kanka şuan aşağı inip salona gitmekten başka işimiz olamaz. Hadi düş önüme.
Gül önde Hayat arkada aşağı indiler. Hayat: 
-Gül bak herşey harika bunu bozacak bir şey yapma tamam mı?
Gül: 
-Sende yapma kanka. 
İnanç ve Can'ın yanına geldiklerinde Gül dışında herkes çok mutluydu. İnanç:
-Hayat, çok güzel olmuşsun. 
Hayat: 
-Sen de her zamanki gibi çok yakışıklısın. Can da her zamanki gibi yakışıklı kardeşim benim. 
Can utandı😅.
Hayat, Can'ın yanına geldi. Hayat: 
-Bize biraz müsaade öyleyse. 
İnanç: 
-Tamam canım. 
İnanç ve Gül yanlarından ayrıldı. 
******
Hayat:
-Can sen Gül'ü oyalıyor musun? Aklını başına al kızın hayatını başına yıkma. Git özür dile, barışın bir şekilde. Hayır yani bugün nikâhınız var hâlâ evlensek mi evlenmesek mi diye düşünüyorsunuz. Valla ben İnanç'ı sinir bozucu bilirdim ama size daha çok sinirim bozuldu şuan. Yaşadığımız olaya bak ya en mutlu günümüzde yine bir kardeş trajedisi, sen benim hayatımın içine etmek zorunda mısın? 
Hayat çıktı gitti. 
Can: 
-Offf Gül ya... Bir ablam vardı onu da kaybettim senin yüzünden.
**********
Gül: 
-Kanka iyi misin? Can ne dedi?
Hayat sinirli bir şekilde😠😡😠:
-Ya sabır... Utanmadan soruyor musun cidden? Dedikodu malzemen bitti galiba. 
İnanç: 
-Hayat iyi misin? Ne oldu cidden? 
Hayat: 
-Gel benimle. 
Hayat ve İnanç tenha bir yere geldi. 
Hayat: 
-Sence tüm bunlara biz mi sebep olduk? Ben sana dedim ama birlikte olmayalım bana bağlanma dedim şimdi ne b*k yiyeceğiz? Bizim yüzümüzden evlenemeyecekler. Mutlu musun şimdi? 
İnanç: 
-Hayat ne oldu ne konuştunuz Can'la?
Hayat: 
-Senin yüzünden Can kendini yetersiz hissediyor ve bu yüzden Gül'le konuşmak istemiyor. Hoş Gül de çok farklı değil. Ya rezil olacaklar, onlar rezil olursa biz de çok mutlu olamayız. 
İnanç: 
-Can aşırı rahat Gül de doğal olarak biraz ilgi istiyor ki bu en doğal hakkı yani ama Can ilgi göstermeyi sevmiyor. 
Hayat: 
-Ne yapabiliriz acaba? 
İnanç: 
-Aklıma bir şey geldi.
Hayat: 
-Nedir? 
İnanç: 
-Aslında nikah masasına bir düzenek kurarsak bunlar evlenir hem de evlendiklerinin farkında bile olmayacakları için kimse rezil olmamış olur. 
Hayat: 
-Nasıl yapacaksın?
İnanç: 
-Arka plana "evet" diyen bir ses koyduk mu oldu bu iş. 
Hayat: 
-Aile cüzdanına imzayı da atması için robot gönderdin sanırım🤣😂🤣😂. Hey Allah'ım ya😂🤣😂🤣😂.
İnanç: 
-Daha iyi bir fikrin varsa söyle de onu yapalım. İşin gücün bana taş atmak var ya. 
Hayat: 
-İnanç şaka yaptım ama güzel fikir hakkını vermek lazım. Ama eksik bence arka tarafa biz mi geçsek?
İnanç: 
-Bizi yerimizde görmezlerse evlenirler mi sence? 
Hayat: 
-Bunların şahitleri kimdi ya?
İnanç: 
-Bilmiyorum ki Can'ın bir arkadaşı ve Gül'ün bir arkadaşı olabilir ne bilim? 
Hayat: 
-Neyse neyse yalnız gizli yürüttükleri ilişki son anda bozuldu görüyor musun? Hiç bir şeyi gizlememek gerekiyor işte. 
İnanç: 
-Aynen öyle bence Gül heyecandan yüz vermiyor.
Hayat: 
-Orası kesin zaten de Can ne yapmaya çalışıyor anlamış değilim.
İnanç: 
-Bence bizim yüzümüzden. 
Hayat: 
-Ne alaka? Sen de pek bir alıngan oldun.
İnanç: 
-Can benim gibi bir rezillik çıkarmak istemiyor.
Hayat: 
-İnanç sen ne zaman rezillik çıkardın ve bugün bu ne alaka yani? 
Onlar konuşurken Can ve Gül aralarındaki meseleyi düzeltmiş geliyorlardı. 
İnanç: 
-Ne oldu?
Can: 
-Hiç... Önemli bir şey yok.
Gül: 
-Yani olsa da sizi ilgilendirmiyor enişte. 
Hayat: 
-Eniştenle düzgün konuş kanka!
Gül: 
-Ay peki peki. İzninizle kıyılacak bir nikâhımız var. 
Hayat: 
-Oh sonunda. 
İnanç: 
-Tamam geçti bak nasıl düzelttik aralarını.
Gül ve Can nikah masasında yerlerini aldılar. Şahitleri Can'ın arkadaşı Ahmet ve Gül'ün iş arkadaşı Rabia oldu. Nikâh memuru gelince nikahları kıyıldı. Onların mutlu olmasıyla Hayat rahat bir nefes aldı. Hayat: 
-Oh çok şükür bir şey olmadı. 
İnanç: 
-Dedim sana azıcık rahat ol yani. Kardeşinin nikahında bu kadar heyecan yaptıysan bizimkini düşünemiyorum artık.
Hayat: 
-İnanç ben çok korkuyorum. 
İnanç: 
-Neden? 
Hayat: 
-Serdar gelmez dimi? Ya kesin bir şey olacak hissediyorum. 
İnanç: 
-Olacağı şu ben sana anlatayım nikah memuru adımızı soyadımızı soracak sonra evlenmek isteyip istemediğimizi soracak sonra biz de imzalayıp evlilik cüzdanını aldıktan sonra balayı otelimize gideceğiz. Görüyorsun ne kadar basit. 
Hayat: 
-Sen nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun?
İnanç: 
-İnanıyorum çünkü bence sen de bana inan artık. Balayı hazırlıklarına başladın inşallah?
Hayat: 
-Ne hazırlığı? Hem hemen gidiyor muyuz? 
İnanç: 
-Hoppala sen istedin ya zaten.
Hayat: 
-İnanç.... Ben.....
İnanç: 
-Evet seninle çok güzel bir balayı geçireceğiz. Sen hiç merak etme.
Hayat: 
-Emin misin? 
İnanç: 
-Tabi sen bana hâlâ inanmamış olamazsın dimi?
Hayat: 
-İnanç ben bir 5 dakika bir yere gidip geliyorum. 
Hayat tuvalete gitti. 
******
Hayat: 
-Of ben ne yapacağım ya? Gül ne yapıyor ki acaba? 
Hayat telefonundan Gül'ü aradı. 
Gül: 
-Hayırdır kanka yine heyecan mı bastı?
Hayat: 
-Gül ben çok kötüyüm. 
Gül: 
-Ben ne yapabilirim kanka? Yeni evlendim yani benden tavsiye falan mı istiyorsun? Yalnız korkulacak birşey yok açık söyleyeyim. Neyse Can bekliyor hadi görüşürüz kanka 👋🏻.
Gül telefonu kapatınca Hayat ne yapacağını düşünmeye başladı. Derken İnanç kapıya yanaştı. 
İnanç: 
-Hayat iyi misin? Bak kardeşin gibi kaçış planları falan yapıyorsan orada açıkça söyleyebilirsin.
Hayat: 
-İnanç işim var. Üstelik ne kaçacağım senden?
İnanç: 
-Bilmem bu zamana kadar hep kaçtın da. 
Hayat: 
-Bana biraz müsaade ver. Gelirim birazdan. 
İnanç: 
-Peki bir sorun yok dimi? 
Hayat: 
-Yani...
İnanç: 
-Utanmana gerek yok birazdan karım olacaksın zaten. 
Hayat: 
-İnanç dışarıda Elif var mı? Ya da kim var tam olarak? 
İnanç:
-Gelsin mi yanına?
Hayat: 
-Lütfen yani gelebiliyorsa gelsin.
İnanç: 
-Tamam.
İnanç, Elif'in yanına geldi. Elif: 
-Naber İnanç? Hayat nerede? 
İnanç: 
-O da tuvalette bir şey oldu galiba seni çağırdı.
Elif: 
-Hayırdır İnşallah. Tamam İnanç merak etme. 
Elif tuvalete girdi. Elif: 
-Hayat ne oluyor? 
Hayat: 
-Elif ben çok korkuyorum kalabalık mı?
Elif: 
-Hayat sakin yani öyle çok kalabalık değil. 
Hayat: 
-Offf sence İnanç'la evlenmek iyi bir fikir mi? 
Elif: 
-Hayat sen iyi misin? Görmüyor musun seni ne kadar seviyor? Hem yani sen neden saklanıyorsun?
Hayat: 
-Görüyorum ama benim yüzümden ona birşey olsun istemiyorum. 
Elif: 
-Ne gibi? 
Hayat: 
-Serdar ya ona kötü birşey yaparsa? Ha bu arada o da var mı? 
Elif: 
-Görmedim ama bu kadar kalabalıkta ne yapacak? Sen demedin mi asansör kalabalıktı diye bana birşey yapamadı diye. Buna göre bu kalabalıkta da İnanç'a birşey yapamaz. Hem yapsa bile İnanç ona gününü göstermez mi sanıyorsun? Gerçekten İnanç'a güvenin bu kadar az mı? 
Hayat: 
-İnanç'a güveniyorum da...
Elif: 
-Neden kaçıyorsun öyleyse? Herkes seni bekliyor? 
Hayat: 
-Elif ben....
Elif: 
-Bahane yok Hayat, İnanç'la harika bir hayat sizi bekliyor hadi geç kalmadan git.
Hayat mecbur Elif'in peşinden dışarı çıktı.
İnanç: 
-Hayat iyi misin? 
Hayat cevap vermedi ama İnanç'a bakınca yüzü kızardı. Nikâh saati yaklaşırken salon doldu taştı. İnanç: 
-Hayat sen gerçekten nasılsın? Ya bak korkuyorsan hiç gerek yok, ben yanındayım.
Hayat: 
-İnanç sen varya iyi ki varsın. Benim yüzümden biri sana bir şey yaparsa bana kızar mısın?
İnanç:
-Hayat sen gerçekten iyi misin? Kim ne yaparsa yapsın çok da umurumda değil bundan sonra bir tek sen hayatımda ol yeter bana. 
Hayat tam bir şey diyecekti ama etrafına bakıp İnanç'ın elini tutarak nikâh masasına doğru yürüdüler. Masaya oturduklarında Hayat'ı öyle bir heyecan bastı ki terlemeye başladı. Nikâh memuru Hayat'a sorusunu sordu; 
-Hayat hanım, hastalıkta sağlıkta iyi günde kötü günde bir ömür boyu kimsenin etkisi ve baskısı altında kalmadan kendi özgür iradenle İnanç Hekimoğlu beyi eş olarak kabul ediyor musunuz? 
Hayat bir İnanç'a bir etrafındaki kalabalığa baktı. Korkunun ecele faydası yok diyip kalbinin heyecanına dayanamadı. Hayat: 
-Evet evet. 
İnanç onun bu cevabıyla gergin ruh halinden çıkıp rahat bir nefes aldı. Nikâh memuru bu sefer İnanç'a dönerek sordu;
-Sayın İnanç bey, hastalıkta sağlıkta iyi günde kötü günde bir ömür boyu kimsenin etkisi ve baskısı altında kalmadan kendi özgür iradenle Hayat Yenilmez kızımızı eş olarak kabul ediyor musunuz?
İnanç hiç düşünmeden büyük bir özgüvenle cevapladı: 
-Evet.
Nikâh memuru:
-Bende belediyenin bana verdiği yetkiye dayanarak sizleri karı koca ilan ediyorum. Mutluluklar diliyorum. 
Bu sefer şahitlere dönerek; 
-Siz de bu mutlu çifte şahit misiniz?
Mert: 
-Evet.
Ece: 
-Evet. 
Nikâh memuru defteri sırasıyla gezdirdi ve onlar da imzaladılar. Herkes alkışlamaya başladı. 
Nikâh memuru aile cüzdanını geline teslim edince Hayat rahat bir nefes aldı. Hayat: 
-Oh çok şükür bitti. Yalnız İnanç gerçekten şaka gibi ya inanabiliyor musun?
İnanç: 
-Hayat ben sana en başından dedim gördün mü bak ne kadar kolaymış. Hemen evlendik bitti. Hayır yani tribe falan girmene değdi mi? Abla-kardeş siz normal değilsiniz biliyor musun? 
Hayat: 
-İnanç zorlama istersen bugün bari sinirimi bozma. Hem biz normal değilsek sen önce kendine bak biz en azından birisine türlü türlü oyun oynayıp da onu zorda bırakmıyoruz. 
İnanç: 
-Doğru oynadım ama fena da olmadı sanki😂😅.
Hayat:
-Balayına gitmiyor muyuz? Hani yola mı çıksak artık? 
İnanç: 
-Önce bir arkadaşlarla görüşseydik?
Hayat: 
-İlk defa doğru söylüyorsun. Sevdim seni. 
İnanç: 
-Ha buraya kadar sevmiyordun yani?😅
Hayat: 
-Ya tamam sinir olmuyorum bugün ama gerçekten ne alaka? 
İnanç: 
-Sen dedin? 
Hayat: 
-Ben mi dedim? 
Elif ve Güven abi yanlarına geldi. Güven abi:
-Tebrikler arkadaşlar Allah hayırlı etsin. 
Hayat: 
-Sağol abi artık ne kadar hayırlı olacaksa? Göreceğiz işte. 
İnanç: 
-Ya sana bugün ne oldu harbiden? Abi başıma durup dururken nasıl bir bela aldım ben?
Elif: 
-Durup dururken nasıl buraya taşındıysan öyle. 😂🤣😂🤣.
Güven abi:
-Elif haklı kendin yaptın herşeyi. 
Hayat: 
-Dimi abi?
İnanç: 
-Ya abine çok güvenme. Biraz da bana güven yeter ya! Abi ben ne yapacağım?
Hayat: 
-Çok kolay olacaktı hani? Öyle demiştin. 
İnanç: 
-Senin bugün de tartışma çıkaracağını tahmin etmemiştim.
Hayat: 
-Balayı da yalandı yani? Ya evliyiz hâlâ yalan söylemeye utanmıyor musun? 
İnanç: 
-Benimle hâlâ gitmek istediğine emin misin? 
Hayat: 
-Sen benimle gideceğine yalan söyledin yani. Neyse boşver, senden de bu beklenirdi zaten. 
Hayat gitmeye başladı. 
İnanç: 
-Hayat nereye? 
Hayat: 
-Annemlere gidiyorum. 
İnanç: 
-Bak bilmek istiyorsan yalan söylemedim.
Hayat: 
-Sana ben artık inanamıyorum bu sefer neyi nasıl açıklayacaksın merak da etmiyorum. 
İnanç: 
-Ya tamam gel benimle, deyip arabasına bindi. 
İnanç: 
-E gelmiyor musun?
Hayat şaşkınlıkla baktı. Hayat: 
-Nereye gidiyoruz? 
İnanç: 
-Sürpriz gel işte. 
Hayat: 
-Başıma bugün başka bela almak istemiyorum haberin olsun.
İnanç: 
-Balayına bugün gitmeyelim yani. 
Hayat: 
-Hani gitmeyecektik?
İnanç: 
-İyi gitmeyelim o zaman. 
Hayat: 
-İnanç iyi misin? Dalga falan mı geçiyorsun? 
İnanç: 
-Ben iyiyim de sen nasılsın onu bilmiyorum. 
Hayat: 
-Ay sinirimi bozmaya yemin mi ettin? Bu nedir ya? Tövbe tövbe. Bak gidiyor muyuz? Hem nereye gidiyoruz? Ya daha önce neden söylemedin?
İnanç: 
-Sen arabaya binersen gidebiliriz ama işte bu neyin nazı ya?
Hayat: 
-Ben mi naz yapıyorum? 
İnanç: 
-Yok ben yapıyorum tövbe tövbe. Offf sen niye bu kadar zorluk çıkarıyorsun? 
Hayat: 
-Hoşuma gidiyor hem yani bence önce annemlere gidelim.
İnanç: 
-Ne alaka ya? Bugün bir yere gidecek halin var mı cidden? 
Hayat: 
-Ay harbi ben nasıl bir manyakla evlendim ya? Daha demin balayından bahsederken gidecek halin vardı. Ne oldu birebirden? 
İnanç: 
-Annemlere balayında olacağımızı söyledim şimdi size geliyoruz deyince yalancı çıkarız. 
Hayat: 
-Sen çıkarsın. Hiç de çıkmamıştın ya zaten. Rezil olmazsın bana söylediğin yalanları herkes biliyor artık. 
İnanç:
-İyi o zaman gidelim. Hadi gel. Zahmet olacak ama otur şuraya artık lütfen ya.
Hayat: 
-Tamam tamam geldim. 
Hayat sonunda arabanın kapısını açıp İnanç'ın yanına oturdu. 
İnanç: 
-Oh sonunda gelebildin ya, gözlerim yollarda kaldıydı.
Hayat: 
-Benim kadar değildir herhâlde.
İnanç: 
-Ben ne zaman bu kadar beklettim ki seni?
Hayat: 
-Bugün sabah mesela, hatırladın mı?
İnanç: 
-Berberde bir aksilik oldu ben ne yapayım? 
Hayat: 
-Kuaförde de biz bir aksilik yaşadık ne yani? Ben seni bekletiyor muyum? 
İnanç: 
-Doğru sen hiç bekletmedin o yüzden biz tanıştıktan 5 sene sonra evlendik ya? Utan bari söylerken, gerçekten çok çabuk evlenmişiz. Ya 5 sene önceden tanışıyoruz görüştük güzel günler gördük ve nihayet evlendik hanımefendi hâlâ bir nazlanıyor niyeyse. Liseli ergenler gibi tövbe tövbe 🤣😂🤣😂. Ya bak bu davranışlarına gerçekten sinirim bozuluyor sesimi çıkarmıyorum. Ben sevdiğim için katlanıyorum sana ama sen bana hâlâ katlanamıyorsun neden? 
Hayat: 
-Neyse nereye gidiyoruz yolumuz uzun gidelim bari?
İnanç: 
-Yine bir Hayat klasiğiyle karşı karşıyayız arkadaşlar; bir açıklama yapmak zorunda bırakıldığı zaman açıklama yapmak yerine konuyu değiştiriyor her zamanki gibi.
Hayat: 
-Ay İnanç sen sanki çok farklısın.
İnanç: 
-Evet arkadaşlar Hayat'tan bir klasik davranış daha; kendine birşey söylenmesin diye tüm suçu bana atıyor. Bu böyle bir kız işte, Allah akıl fikir versin.
Hayat: 
-İnanç beğenmiyorsan annemlere geri gideyim ben.
İnanç: 
-Tatlım şaka yapıyorum ya. Balayından sonra gidersin ne acelesi var? 
Hayat: 
-Sen bana laf dokundurmayı bırakıp yola çıkabilirsen tabi. 
İnanç: 
-Evet arkadaşlar; emir de verdiğine göre...
Hayat: 
-İnanç sen kiminle konuşuyorsun? Hayır yani beni kime şikayet ediyorsan söyle de ben de yardım edeyim? 
İnanç: 
-Kimseye yani arabada ikimizden başkası yok gördüğün gibi..
Hayat: 
-Hayır yani yok da ne konuşuyorsun işte boş boş?
İnanç: 
-Kendimle konuşuyorum olamaz mı? Bence herkes kendisiyle konuşmalı yani öneririm. 
Hayat: 
-Allah'ım sen bu manyağı nereden çıkardın karşıma yarabbim? 
İnanç: 
-Belki de sen benim karşıma çıktın? 
Hayat: 
-Durup dururken mahalleye burnumun dibine taşınan sensin, karşına çıkan benim öyle mi? Hiç de işim gücüm yok mahalleye gelenlerin karşısına çıkıyorum öyle mi? 
İnanç: 
-Valla orasını burasını bilmiyorum ama önce sen benim karşıma çıktın, ısrar etme istersen.
Hayat: 
-Sen bizim mahalleye taşındığında ben evden bile çıkmıyordum bir kere nasıl karşına çıkmış olabilirim? 
İnanç: 
-Sen evden çıkmadığına emin misin cidden? Ben taşındığımdan beri hep dışarıdasın da? 
Hayat: 
-Sen ne demeye çalışıyorsun? Bu konuda ben sana yalan söylemedim. Hem çok şükür yalan söylemekte de senin eline su dökemem zaten.
İnanç: 
-Ne yükseliyorsun ya? Hem şuan ne sinirini bozdu ki? Hayır yani seninle iki normal insan gibi konuşamayacaksak niye evlendik ki biz? 
Hayat: 
-Ay seninle de çok insan gibi konuşuyoruz ay pardon tüm suç bende. Ay Allah'ım ya.... Offf...
İnanç: 
-Seninle ilgili her şeyi biliyorum biliyorsun dimi?
Hayat: 
-Beni geçmişimle korkutamayacağını biliyorsun dimi?
İnanç: 
-Anam ne geçmiş ne geçmiş? Zaten geçmişin yüzünden geçen sene bana gelip ağlamıştın dimi sen? 
Hayat:
-İnanç sen rüya görüyorsun gerçek sanıyorsun haberin var mı? Hastasın sen ya...
İnanç: 
-Ben de bunu diyorum birbirimize şifa olalım mı artık?
Hayat: 
-İnanç zaten evlendik yani bunun daha ötesi var mı? Yani düşünebiliyor musun gerçekten? 
İnanç: 
-Sen düşünemiyor musun yoksa? 
Hayat: 
-Ben bu konuda yorum yapmak istemiyorum çocuk mevzusundan bahsediyorsan ki onun dışında bizim ortak noktamız olamaz ki zaten çocuğumuz da olamaz. Düşüncesi bile mide bulandırıcı🤮.
İnanç: 
-Ya olursa...
Hayat: 
-Olmayacağı için sorun yok.
İnanç: 
-Nasıl bu kadar eminsin ya? 
Hayat: 
-Emin ol daha 10 yaşında çocukken hayatın tepetaklak tersine dönse ve de bu hayatın her yerinde karşında dikilip "yapamazsın","olmaz","sen beceremezsin","sen kötüsün","sen çok gereksizsin","sen olmasan da olur"gibi gibi şeyler söylüyorsa, her yaptığının karşısında duruluyor bir türlü rahat olamıyorsan nasıl çocuğun oluyor? 
İnanç: 
-Hayat bak özür dilerim sana kötü geçmişini hatırlattığım için ama geçti, bitti. Geçen birşey bir daha karşına çıkma cesareti gösteremez ki yani korkma, boşver. Gel balayımızın tadını çıkaralım. 
Hayat: 
-İnanç bence gitmeyelim. 
İnanç: 
-Hayat naz yapmaktan sıkılmadın mı? Hadi kemerini bağla gidiyoruz. 
Hayat: 
-Nereye gidiyoruz?
İnanç: 
-Cehennemin dibine kadar yolu var gidiyoruz işte. Sorma bence, sinir ettin beni. Ya kadın kimse biraz sessiz olur ya herşeye bir atar yapmadan yapamıyor musun? 
Hayat: 
-Ne demek istiyorsun ya hem kadını küçük görme sen de bana atarlanıyorsun kendimi ezdirmem ben. 
İnanç: 
-Biraz sus bence ya yeter. Yoksa bu yol bitmez bugün.
Hayat: 
-Sen yolu bilmezsen bitmez tabi. Önceki yaptığın oyunlara göre kaybolmamız mümkün. 
İnanç: 
-Gel sen sür çok biliyorsan.
Hayat: 
-Biliyorum tabi.
Hayat direksiyona geçti. İnanç da yanına geçti.
İnanç: 
-Bildiğine eminsin dimi? 
Hayat: 
-Yok değilim gel kaza geçirelim diyorum hazır yeni evlendim yeter bu kadar daha yaşamaya gerek yok yaşadıkça b*** çıkıyor zaten. 
İnanç: 
-O zaman niye geçtin oraya? Peki madem ben öğretirim bak bu gaz, bu da fren, a şu da debriyaj...
Hayat: 
-Offf sus İnanç biliyorum. 
İnanç: 
-Belki unutmuşsundur.
Hayat: 
-Daha geçen yıl ehliyet aldım.
İnanç: 
-Ben yine de bir üstünden geçeyim. Bak bu direksiyonu, a bu da vites. Vites çok önemli, vites atmayı bilmezsen arabayı süremezsin.
Hayat: 
-Zaten bu gidişle hiç süremeyeceğime göre, ne kıymetli araban varmış. 
İnanç: 
-Ya bak tamam arabam kıymetli ama küsme hemen. Ben balayı otelimizin konumunu açayım sana, istersen sen sür oraya kadar. 
Hayat: 
-Neresi olduğunu hâlâ söylemedin bu arada? İstanbul dışı mı yoksa içinde miyiz hâlâ bilmiyorum. 
İnanç: 
-Doğru öyleyse ben seni götüreyim bak bakalım neresiymiş?
Hayat: 
-Çok merak ettim bak şimdi İnşallah değer. 
İnanç, Kadıköy'e kadar arabasıyla gelip orada Güven abiyi aradı.
Hayat: 
-İnanç nereye geldik? Ya inanamıyorum gerçekten şaka gibisin ya. Kiminle konuşuyorsun ya? 
*******
İnanç: 
-Alo Güven abi? Biz Kadıköy'deyiz şu anda. Buradan Adalar'a geçicez arabam kaldı burada, sana zahmet alır mısın? 
Güven abi:
-Niye arabayla çıktın ki yola? Bari geri gel bizimle görüş de araban burada kalsın kendin geri git. 
İnanç: 
-Tamam geri geliyorum vazgeçtim zaten. 
İnanç telefonu kapatıp Hayat'a döndü.
*******
Hayat: 
-İnanç ne yapıyoruz? Hem sen kimle konuştun?
İnanç: 
-Annemler aradı özlemişler bence geri dönelim. Hem sen haklıydın balayına sonra çıkarız. 
Hayat: 
-İnanç emin misin? Hem az önce annemlere balayına çıkıyoruz diye haber verdiğini söylememiş miydin? Yine ne dolaplar dönüyor ayıptır sorması?
İnanç: 
-Dolap falan yok bu sefer. Seni özlemişler uzakta değilseniz gelin dediler. 
Hayat: 
-Balayı yok yani? 
İnanç: 
-Ne acelesi var önce geri dönelim öğleden sonra çıkarız balayına. Ailemizi her zaman bulamayız ama canımız sıkılınca beraber birşeyler yaparız. 
Hayat: 
-İnanç farkındaysan bir şey demedim ama yani neden senin istediğin yönde hareket ediyoruz? Az önce ben dedim annemlere gidelim diye, sen kabul etmedin. Hayır yani ne oldu şimdi?
İnanç: 
-Eve gidip arabayı bırakmam lazım sonra geri geleceğiz.
Hayat: 
-Ay ben sana cidden inanamıyorum. Nereye gideceğimiz belli değil, beni arabaya çağırdın o kadar şimdi nasıl vazgeçiyorsun?
İnanç: 
-Balayı yerine arabayla gidiş yok maalesef. 
Hayat: 
-Feribota binmeye de korkmuyorsun İnşallah. Bak şuradan feribota bineriz karşıya geçeriz. Arabanı bırakmana gerek yok yani. 
İnanç: 
-Çok mantıklı bu benim aklıma niye gelmedi acaba? 
Hayat: 
-Senin bir şey çevirmediğin ne malum? Kaybolma numarası çevirmediğin ne malum? Sonuçta yapmadığın iş değil. 
İnanç: 
-Sen bana hiç güvenmeyecek misin? 
Hayat: 
-Belki birazcık güven verdiğin zaman. 
İnanç: 
-Tamam yeter bu kadar gidiyoruz. 
Hayat: 
-Nereye gidiyoruz?
İnanç: 
-Çok soru soruyorsun? Kadınların çenesi düşük derlerdi de inanmazdım. Sayende inandım. Hadi gidelim. 
Mahalleye gidip annesiyle ve öbür arkadaşlarıyla görüştükten ve helallik aldıktan sonra balayı için tekrar yola çıktılar. Bu sefer arabayı evin önünde bıraktıkları için direkt Kadıköy otobüsüne binip oradan limandan vapur beklemeye başladılar.
Bekledikleri vapur kısa süre içinde limana yanaştı. Hayat ve İnanç birlikte vapura binip yola çıktılar. Hayat: 
-İnanç nereye gidiyoruz? Söylemeyecek misin hâlâ?
İnanç: 
-Birazdan görürsün bence yolculuğun tadını çıkaralım.
Hayat: 
-İlk defa vapura bindim şuan biliyor musun? 
İnanç: 
-Ya demek senin de ilkin olabilecek şeyler yaşanabiliyor bu hayatta. Birlikte daha nice ilkler yaşayacağız. 
Hayat: 
-İnanç biz nereye gidiyoruz? Hâlâ söylemedin. 
İnanç: 
-Sürpriz...
Hayat:
-Sürprizin de b***** çıkardın ama...
İnanç: 
-Az kaldı tamam geldik zaten. 
Hayat: 
-Burası mı? Eminsin dimi?
İnanç: 
-Evet gel iniyoruz. 
İnanç ve Hayat Adalar limanında indi. Hayat şöyle bir etrafına bakındığında sordu: 
-İnanç sen bizi nereye getirdin? 
İnanç: 
-Çok güzel dimi beğeneceğini biliyordum. Hadi gel otelimize geçelim.
İnanç ve Hayat bir otele doğru ilerledi. Hayat: 
-İnanç şey...
İnanç: 
-Ne oldu? İşte geldik. 
İnanç oda numarası alıp Hayat'la balayı odasına geçti. Hayat: 
-İnanç sen bunları ne ara ayarladın?
İnanç: 
-Tatilin tadını çıkaralım bence soru sorma. 
Hayat: 
-Manzara müthiş yalnız. 
Hayat:
-Ya ne iyi ettik buraya gelmekle.
İnanç: 
-Ya ya gelene kadar kırk takla atan kişi bunu söylüyor. 
Hayat: 
-Ama İnanç...
İnanç: 
-Ne tamam balayı dedin geldik işte hadi odamıza çıkalım. 
Hayat: 
-Bence biraz gezelim. Her zaman gelemeyiz yani. 
İnanç: 
-Tamam gezelim. 
Hayat ve İnanç dışarı çıktı. Derken Gül'den bir telefon geldi. 
******
Telefonu açan Hayat:
-Efendim kanka? 
Gül: 
-Kanka ne oldu biliyor musun? 
Hayat: 
-Hayırdır kanka Can ne yaptı yine? 
Gül: 
-Bu arada sizin balayı nasıl gidiyor? 
Hayat: 
-Otele geldik dışarı çıkacağız şimdi siz ne yapıyorsunuz? 
Gül: 
-İyi gezmeler kanka iyi tatiller size sonra görüşürüz 👋🏻.
Hayat: 
-Görüşürüz kanka diyordu ki telefon yüzüne kapandı. İnanamıyorum ya sen de mi yüzüme kapatacaktın? 
İnanç: 
-Hayırdır ne oldu? 
Hayat:
-Gül yüzüme kapattı ve doğru dürüst bir şey de demedi yani. 
İnanç: 
-E yani? Gel gezelim sen de artık onları rahat bırak yani. Gençler birbirini sevmiş biz aralarına girmeyelim. 
Hayat: 
-Gül kesin bir şey saklıyor benden ne olduğunu henüz bilmiyorum ama kesin bir şey var diyim ben sana.
İnanç: 
-Ne olabilir sence? 
Hayat: 
-Bilmiyorum ama aklıma kötü kötü şeyler geliyor.
İnanç: 
-Ne gibi? 
Hayat: 
-Bence Gül kesin hamile çünkü kuaförden beri bir garip, Gül Gül değil yani. Ama bu kadar çabuk nedir ya... Can'ı nasıl kandırdı acaba? 
********
Gül'ün dilinden; 
Gül: 
-Ya ablan hiç normal değil biliyorsun dimi? Kuaförde de bir garipti zaten durup dururken insanın canı karadut çeker mi ay sinirim bozuldu... Acaba hamile de bana mı söylemiyor? 
Can:
-Yok artık Gül ya, eniştemle hep kavga ediyor ne ara o işi yapacaklar ki? Hem daha dün evlendiler ne yani. 
Gül: 
-Doğru öyle birşey olsa bana söylerdi dimi?
Can: 
-Ay birde söylemesin yani ne olacak ablamın çocuğu sonuçta, ister söyler ister söylemez. 
*******
İnanç:
-Hayat bence senin hamile olman daha muhtemel. Kuaförde sıra beklerken karadut yemek nedir yani? 
Hayat: 
-Canım çekti İnanç hem olamaz mı yani?
İnanç: 
-Canın çekti ya da aşerdin belki haberin yok. 
Hayat: 
-İnanç benim çocuğum olamaz dedim sana. 
İnanç: 
-Ya olursa? 
Hayat: 
-İnanç bence yatalım artık çok yorucu bir gün oldu gözümü açacak halim yok. 
İnanç: 
-Peki. Yalnız saat ne kadar erken farkında mısın daha ilacın vardı senin hani? 
Hayat: 
-İnanç uyanırsam içerim çok da şey değil.
İnanç: 
-Sen harbiden iyi misin? 
Hayat yatağa yattı. 
İnanç: 
-Hayat pişt... Hemen uyudun mu ya? İyi bari bugün yorulduk erken yatalım. 
İnanç lambaları karatıp Hayat'ın yanına yattı.
Beraber güzel bir gece geçirdiler. Ertesi gün uyandıklarında İnanç:
-Günaydın Hayat'ım nasılsın bugün?
Hayat: 
-Günaydın İnanç dün baya erken yattık galiba. Ben normalde erken yatmam ama bir uykum geldi ki dün sorma. 
İnanç: 
-İyi misin bugün? Bence bir doktora gidelim. 
Hayat: 
-İyiyim İnanç yok bir şeyim. Doktora falan da gerek yok. İlaçlarımı içerim birşeyim kalmaz.
İnanç: 
-Kahvaltıda ne istersin? 
Hayat: 
-Bilmiyorum ki. 
İnanç: 
-Sen hiç iyi değilsin.
Hayat yataktan kalkıp lavaboda elini yüzünü yıkadığı sırada başı döndü. 
İnanç: 
-Hayat sen gerçekten iyi değilsin. Bak bir doktora falan gitmemiz lazım. 
Hayat: 
-İnanç altı üstü başım döndü ne yani? 
İnanç: 
-Altı üstü başın döndü en fazla ne olabilir öyle mi? Geçen sene hastanedeki gibi nöbet falan geçirirsin ya korkutma beni, yeni evlendik zaten sonra bir şey olursa tüm suç bana kalır.
Hayat: 
-Abartma İnanç. Yani her yaptığım böyle gözüne batacaksa...
İnanç:
-Hayat bence seninle bir kontrole gitmemiz gerek, hiç normal değilsin çünkü. 
Hayat: 
-Önce bir yemek mi yesek? 
İnanç: 
-Tamam sen otur burada. 
Hayat: 
-Offf İnanç var ya birşeyim yok neden anlamıyorsun? 
İnanç: 
-Birşeyinin olmadığı halin bu yani, hiç itiraz istemiyorum öğleden sonra doktora gidicez.
Hayat: 
-İnanç ben gerçekten iyiyim. Tansiyonum düşmüştür yemeğimizi yiyelim, bir şeyim kalmaz.
İnanç: 
-Peki. Getireyim.
İnanç bir tepsinin içinde kahvaltılık getirip Hayat'ın önüne koydu.
Hayat: 
-İnanç teşekkür ederim ama gerek yoktu yani aşağı inerdim.
İnanç: 
-Odanın içinde lavaboya giderken bile başın dönüyor ve sen hâlâ birşeyim yok diyorsun. Hadi güzelce beslen, öğleden sonra doktora gidicez.
Hayat: 
-İnanç benim bir şeyim yok.
İnanç: 
-Ya varsa? Ya buranın havası yaramadı ya da gelirken hava aldın. Vapurdan olabilir ilk defa bindim dedin, demek ki ilkleri yapmamamız gerekiyormuş. 
Hayat: 
-İnanç yok öyle birşey kafadan sallama.
İnanç: 
-Neyse neyse ye yemeğini. 
Hayat: 
-İnanç daha yiyemiyorum midem döndü. 
Hayat kalkıp lavaboya geçti. 
İnanç: 
-Bunlar hep bir şeyin belirtisi gibi, bence doktora gidelim. 
Hayat: 
-İnanç bak neyin belirtisi olur bilmiyorum ama şunu açık söyleyeyim ben hamile olamam. Bizim bir çocuğumuz olmaz yani. 
İnanç: 
-Ya geçen ay otobüste gelirken bir kız çocuğu gördüm babasıyla ne güzel anlaşıyorlardı valla benim de bir kızım olsun dedim yani.
Hayat: 
-Kızım olsun dedin ama kızlar baya sorunlu kendimden biliyorum yani. Gerçi annemde bana kız çocuk güzeldir berekettir falan diyor ama işte inandırıcı değil. Sonuçta Can'ı daha çok seviyorlar. 
İnanç: 
-Ne alaka şuan yani her kız olsa da senin gibi olsa yani ne var sende? Kötü bir şeyin yok yani; bir şu var herkesin herşeyi yapması doğal ama sen yapınca olağanüstü olay. Sen de herkes gibisin bunu kabullen artık. Hem üstelik annem haklı ve yani Can'ı daha çok sevdiklerini nereden biliyorsun?
Hayat: 
-Can'ı daha çok severler çünkü Can daha iyi. 
İnanç: 
-Hayatım bak sana öyle geliyor; annemler Can'ın üstüne senin kadar düşmedi. Yani bunlar niye ilişkilerini gizledi diyorsun ama belki çocuk senin kadar rahat kendini ifade edemedi belki nereden biliyorsun? 
Hayat: 
-Can rahat olamayacak öyle mi? Can yani, bu çocuk annemle benden daha iyi konuşuyor. Daha iyi anlaşıyorlar.
İnanç:
-Bu yüzden mi sakladı?
Hayat: 
-İlişkilerini çok belli etmeyi sevmez. Hem yani onun hayatı annemler ne karışacak ki ancak bana karışsın onlar. 
İnanç: 
-Hayat iyi misin?
Hayat: 
-Evet yok birşeyim. Hem üstelik olsa bile adada doktoru nereden bulacaksın? 
İnanç: 
-Bulurum ben sen bana her ne kadar inanmasan da. 
Hayat: 
-Yolda ne bir hastane gördüm ne birşey? 
İnanç: 
-Hayat akşam yemeğini bahçede yiyelim mi? 
Hayat: 
-Ay hayır yani sen odadan çıkamıyordun ya? 
İnanç: 
-Hayat sus rica ediyorum bir dur ya. Tamam doktor bulucağım.
Hayat: 
-İnanç gerek yok ne olacak ki? 
İnanç: 
-Hayat bazen diyorum ki seninle evlenerek hayatımın hatasını mı yaptım ki acaba? İnatlaşmak zorunda mısın?
Hayat: 
-İnanç ben iyiyim sadece incir...
İnanç: 
-Hayat bak aşermeye de başladığına göre artık itiraz etme bence. 
Hayat: 
-İnanç ama biz daha birlikte 2 gün geçirdik yani ne ara olmuş olabilir ki? 
İnanç: 
-Beş sene artı 2 gün, hem yani beş sene önce bana şaka yaparken iyiydi hayır yani anlamadığım şimdi ne oldu? Yaptığın şaka gerçek oldu işte daha ne istiyorsun? 
Hayat: 
-İnanç ben anne olmak istemiyorum. Zaten beceremem de.
İnanç: 
-Sen beceremeyeceksin? Yahu evden çıkmıyorum dedin ben taşınınca sırf inadına her gün sokağa çıktın evlilik düşünmüyorum dedin sırf bekâr kalmaktan korktuğun için askerde beni aradın dön evlenelim dedin şimdi evlendik hamile olmaktan korktuğun için doktora bile gidemiyoruz şuan. Hayatımız hep senin korkuların üzerine mi ilerleyecek? 
Hayat: 
-İnanç bak tam olarak öyle değil. 
İnanç: 
-Hayat hiç kusura bakma tam olarak böyle ya sana ne oldu? Askerde seni çok özledim gel falan diyorsun, evlenene kadar akla karayı seçtiriyorsun sonra da birşey oluyor gel gidelim neymiş öğrenelim deyince de kötü olan ben oluyorum, hayır yani seni düşünmek de mi yasak ki artık evlendik biz bu hâlâ neyin nazı?
Hayat: 
-Ya İnanç ama belki yanlış düşünüyoruz olamaz mı? Belki yoktur birşey yani, hem olsa bile belki senden değil. 
İnanç: 
-İnanamıyorum sana hayatında başkası varsa biz neden evlendik? 
Hayat: 
-İnanç yok öyle birşey. Nereden çıkarıyorsun? 
İnanç: 
-Hayat bak ben 5 sene önceki Hayat'ı istiyorum, sana ne oldu ya? 
Hayat: 
-İnanç bak ben değişmedim artı değiştiysem de bu senin suçun sen değiştirdin beni. Bazen kendimi ben bile tanıyamıyorum senin yüzünden. 
İnanç: 
-Peki bu çocuk Serdar'dan mı? Hem bana yalan mı söyledin? Beni sevdiğin de yalandı yani.
Hayat: 
-İnanç bak Serdar ne alaka şuan? Adamın ismini duymak bile istemediğimi söylemiştim dimi sana? Artı bu ilişkide yalancı ben değil, sensin. 
İnanç: 
-Hayırdır niye Serdar'ı koruyorsun, beni bile kocan olduğum halde bu kadar korumamışsındır. Ne bu Serdar sevgisi? 
Hayat: 
-İnanç yeter ama ya ne düşünüyorsun yani Serdar'dan hamile kalıp seninle evleneceğimi falan düşünmüyorsun herhâlde. Hem sevgi dediğin şey nefretle aynıysa evet Serdar'dan nefret ediyorum ki sen de bunu biliyorsun zaten. 
İnanç: 
-Belki dedim kaçırdı dedin dokundu falan dedin.
Hayat: 
-Yalnız sana demedim Güven abiye demiştim o da nereden söylediyse bilmiyorum. 
İnanç: 
-Sonuçta bir depoda birlikte kaldığınız doğru yani ne düşünmemi bekliyorsun? 
Hayat: 
-Bana güveniyorsan aklına öyle kötü şeyler gelmezdi. 
İnanç: 
-Sen mi bana güvenden bahsediyorsun? Ay pardon hanımefendi siz bana güvendiniz mi ki neyin güvenini bekliyorsunuz?
Hayat: 
-İnanç....
İnanç: 
-Ne Hayat ne yalan mı? Hiç bana güvenemeyen biriyle evliyim ve maalesef hanımefendi kendi güvenmediğini gözü görmüyor hep kabahati bende buluyor yeter ya! 
Hayat: 
-İnanç sakin olur musun? Bağırma bana tamam mı? 
İnanç: 
-Sen bana dünyanın lafını söylerken iyiydi ama dimi? Şimdi senin devrin bitti kusura bakma hanımefendi.
Hayat: 
-İnanç bak offf....
İnanç: 
-Ne oldu bir şey diyecektin galiba? 
Hayat: 
-Offf sancı girdi.....
İnanç:
-Ne? E dedim sana doktora gidelim diye bir dinlemiyorsun ki. 
Hayat: 
-İnanç bir şeyler yap.
İnanç: 
-Ben yapıyorum zaten yanında durmak da büyük birşey yani her ne kadar sen yanımda durmasanda...
Hayat: 
-Offf... İnanç bir şeyler yapsana ne duruyorsun? 
İnanç: 
-Beni dinleyip doktora gitseydin şimdi böyle olmazdı. 
Hayat: 
-Öğlen gidiceğiz demiştin? 
İnanç: 
-Doğru ama bence artık gitmesek de olur, sonuçta kimin çocuğu belli değil. 
Hayat: 
-İnanç şu an saçmalıyorsun yok öyle bir şey.
İnanç: 
-Diyelim ki gerçekten benden bu çocuk hani bizim çocuğumuz olamazdı? 
Hayat: 
-İnanç tamam çok özür dilerim ama çocuğumuz zaten yaşamayacak büyük ihtimalle. 
İnanç: 
-Hayat bak ben halledeceğim merak etme, birşey olmayacak. Bizim çocuğumuzla mutlu günlerimiz olacak.



   

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

10 Yaş

İNANÇ VE HAYAT BÖLÜM 40: SEBEBİ YOK SEVGİMİZİN

İNANÇ VE HAYAT BÖLÜM 49: BİR SEN ÖNEMLİSİN ARTIK