İNANÇ VE HAYAT 2: BÖLÜM 17; KARDEŞİMLE HAYAT
Neşe artık bizim evde yaşıyor. Çok sevinçliyim onun adına. Biz de abi kardeş güzel güzel takılıyoruz. Hâlâ bize karşı biraz çekingen ama idare ediyoruz işte. Geçen Hayat'la çocukları az parka çıkaralım gezeriz dedik. Hayat da ayrı bir dert yani şu anda, Neşe'yi çok sevdiğini söyledi ama benim kardeşim olduğunu öğrendiğinden beri benimle konuşmuyor. Bu iş hiç hoşuma gitmiyor.
Neşe:
-Abi bir gelsene.
İnanç:
-Efendim ne oldu?
Neşe:
-Ablamı gördün mü?
İnanç:
-Hayat'ı mı? Bir yere mi gitti?
Neşe:
-Ya ne bilim bana dedi; çocukları az oyala falan sonra ben çocuklara bakarken ortadan kayboldu.
İnanç:
-Ben bir arayayım en iyisi.
İnanç telefonundan Hayat'ı aradı;
-Alo canım neredesin sen?
Hayat:
-Bakkala gittim geliyorum. Hadi görüşürüz 👋🏻.
Böyle deyip telefonu kapattı.
İnanç:
-Bakkala gittim dedi, neden gitti ki acaba?
Neşe:
-Bilmiyorum abi. Çocuklarla şurada oynayalım mı?
İnanç:
-Hayat gelene kadar bekleyelim bence. Sonra birşey mişey olur zaten direkt suçlu hazır; beni suçluyor her durumda.
Neşe:
-Birşey soracağım ama çekiniyorum; siz birbirinizi nasıl buldunuz?
İnanç:
-Bu epey uzun bir hikâye aslında.
Neşe:
-Anlat işte şuan ikimiz de müsaitiz.
İnanç:
-Peki. Herşey benim buraya taşınmamla başlamıştı. İlk geldiğim hafta sonu burada bir piknik düzenledim, Hayat da tabi o zaman o beni tanımıyordu. Neyse işte Gül'le geldiler bunlar. Piknikte çok güzel zaman geçirdik....
Hayat bakkaldan geldi.
Hayat:
-Hayırdır ne pikniği?
İnanç korkuyla sıçradı:
-O! Hayat sen ne zaman geldin?
Hayat:
-Korkuttum mu? Gördüğün gibi az önce yan kapıdan girdim. Sen cevap ver asıl ne pikniği?
İnanç:
-Ha piknik evet biz de tam diyordum kardeşimle piknik mi yapsak burada falan tam dedim sen geldin.
Hayat:
-Harika fikir. Yaparız ben de bakkaldan çekirdek aldım. Beraber otururuz az.
Neşe ve İnanç yanına geldi. İnanç:
-Çocuklarla şuradaki zıpzıplarda mı oynasak diyorduk biz de.
Hayat:
-Ya bir şey olursa? Hayatta olmaz.
İnanç:
-Ne olacak ki? İleride onlar da "zıpzıptan düşen adam" olmasınlar diye dedim ben.
Hayat:
-Olabilirler aslında sonuçta babadan miras bazı şeyler genetik.
Neşe:
-Abla hani abim o kadar kötü biri değildi?
Hayat:
-Değil zaten de neyse eve gidelim artık.
Tam bunu söylerken Gül ve Can parka girdi.
Gül:
-Naber kanka?
Hayat:
-İdare eder şu anlık.
Gül:
-Ne oldu ki? İyi misin kanka?
Hayat:
-Yok kanka ben hiç iyi değilim. Ya ben mi anlatamıyorum; tamam Neşe'yi işe aldık. Ama bu kız nasıl senin kardeşin oldu ve benimle bile artık ilgilenmiyor biliyor musun? Varsa yoksa kardeşi Neşe.
Neşe:
-Efendim abla. A Gül hoşgeldin.
Hayat:
-Siz tanışıyor musunuz? Ya benim de kafa gitti tabi tanışıyorsunuz aynı restoranı işletiyorsunuz sonuçta.
Gül:
-Kanka sen iki gündür harbi iyi misin?
Hayat:
-Yok kanka aklım karmakarışık şu anda; çocuklar bir yandan İnanç Neşe bir yandan. Kendi derdimi unuttum valla.
Gül:
-İnanç neden dert oluyor ki sana? Tamam evlendiniz, çocuklarınız bile oldu. Hâlâ ne derdin var?
Hayat:
-Bilmiyorum kanka söyledim sana İnanç bu herşey olabilir yani ama ben bu kadarını beklemiyordum...
Gül:
-Ne oldu ki kanka?
Hayat:
-İnanç kimsesizdi dimi?
Gül:
-Evet yani öyle biliyoruz hepimiz.
Hayat:
-Neşe'nin annesi ölmüştü dimi?
Gül:
-Evet çok da severdi yazık kıza.
Hayat:
-İnanç bir kız kardeşi olduğunu neden sakladı peki?
Gül:
-Yok artık kanka! İnanç, Neşe'nin abisi miymiş?
Hayat:
-Kardeşi olduğunu yeni söyledi az daha kimsesiz olduğuna inanıyordum.
Gül:
-Kanka peki kardeşi olması sorun mu gerçekten?
Hayat:
-Kardeşi olması sorun değil ama bunu benden saklaması sorun? Ya bir insanın herşeyinden neden bir yalan çıkar?
Gül:
-İnanç'ı anlamak zor. Ama ona sormaktan başka çaren yok.
Hayat:
-Yok ben anlatamıyorum kız kardeşini buldu karısını unuttu.
Gül:
-Kıskanma bu kadar kanka. Belki de kardeşiyle görüşmeyeli yıllar geçti.
Hayat:
-Olabilir ama...
Gül:
-Kanka bak şöyle düşün Can'ı sen hiç tanımamış da olabilirdin. Ne bilim belki annenler sizi ayırır.
Hayat:
-Tövbe tövbe kanka annem bunu niye yapsın? Hayır yani kardeşin kardeşi görmesi de mi yasak?
Gül:
-Yani kanka İnanç ve Neşe için yasakmış baksana. Belki anneleri babalarından ayrıydı belki biri annesinde biri babasında kalıyordu. Yani ne bilim...
Hayat:
-Ha evet... Bak bu olabilir. İnanç neden ekmek almaya bile gitmemiş bir çocuktu şimdi anlıyorum. Bak şimdi; İnanç babasıyla duruyorsa ve annesini hiç sevmiyormuş zaten, gerçi babasını da çok sevdiğini söylemedi. Babasıyla birlikte yaşamak istemediği için tek başına yaşıyordu herhâlde... Sonra herhâlde doktor olunca da amcasının yanına geçti.
Gül:
-Olabilir kanka da sen bunları nereden biliyorsun?
Hayat:
-E bir tek İnanç benim hakkımda herşeyi bilmek zorunda değil. Biraz da biz onun hakkında bir şeyler bilelim dimi?
Gül:
-Kanka sen de ona benzemeye başladın biliyor musun? Ya seni de mi ajan yaptı bu?
Hayat:
-Kocamızdan öğreniyoruz bir şeyler. Dur şimdi harika bir planım var.
Gül:
-Nedir kanka?
Hayat:
-Annesinin mezarını ziyaret ediceğim. Eğer gerçekten öldüyse bir mezarı vardır yani...
Gül:
-Yok bu konuda yalan söylediğine inanmıyorum. Hem diyelim ki gerçekten öyle Neşe niye bilmiyor?
Hayat:
-Bilmiyorum kanka yani belki İnanç'ın babası Neşe'yi kaçırıp sonra da anneniz öldü falan demiştir.
Gül:
-Yalnız bu nasıl bir aile yapısı ya?
Hayat:
-Bilmiyorum. Öğrenmek ister miyim ondan bile emin değilim şu an. Ama ben mutlu olmasam da annelerini bulursam bu iki kardeş çok mutlu olacak.
Gül:
-Nereden biliyorsun kanka? Kendin söyledin bizim gibi bir aile yapıları yok. Ya başına bir şey gelirse ne bilim?
Hayat:
-Çıkıp sokakta arayacak değilim. Yarın ofiste bir toplantı var. Ona katılıp toplantıdan sonra sosyal medyada bir şeyi var mı ona bakarım.
Yorumlar
Yorum Gönder