İNANÇ VE HAYAT 2: FİNAL:HEP BERABER RESTORANDA
Sonunda Kader ayakkabılarını giymeye ikna oldu ve biz ailecek restorana doğru yola çıktık. İnanç nasıl, ne düşünüyor, Duygu hanıma hâlâ kızgın mı bilmiyorum ama sinirini bozmak istemediğim için sormaya da hiç niyetim yok. Restorana girdiğimizde Rabia da Duygu hanımla oradaydı. İnanç hemen Kadir'le yanlarına gitti. İnanç:
-Bak ben geldim anne bu da benim oğlum.
Rabia:
-Hoşgeldin Kadir nasılsın?
İnanç:
-Gerçi sen beni hatırlamıyorsan oğlumu tanıyıp ne yapacaksın da...
Duygu hanım:
-Artık tanıyorum oğlum tamam mı? Yeter ya üstüme gelme.
İnanç:
-Anne bak ben senin üstüne gelmiyorum. Hem sen ne sanıyorsun yani ne yaşamış olursan ol bu sevdiklerinden vazgeçmen için bir sebep olamaz. Hem olsa bile benim çok sevdiğim senin de tanıdığın biri neler neler yaşadı ama yine de terketmedi beni her an yanımda oldu. Sen yaşadıklarını bahane ederek kurtulamazsın, sevmek için bahane yok. Seven insan her türlü engelin altından kalkar.
Hayat:
-Utandım şuan🤭. Neyse ben bir lavaboya gidip geleyim en iyisi.
Rabia:
-Abla iyi misin?
Hayat:
-İyiyim iyiyim sorun yok. Ama birinin beni övmesi de ne bilim... Garip hissediyor insan..
Rabia:
-E yani hep kavga etmeye alışınca abimden böyle şeyler beklemezdim açık söyleyeyim. Etkileyici yani.
Hayat:
-Ya bak İnanç bu her şey olabilir derdim ama kötü şeyler için. Şimdi benim de onun da hayatının düzelmesi hiç beklediğim bir şey değildi yani ondan.
Rabia:
-Bence bu senden de kaynaklı olabilir.
Hayat:
-Nasıl yani? Rabia bak tamam herşey benim suçum biliyorum bunu zaten.
Rabia:
-Ne alaka? Hem ben başka bir şey diyecektim.
Hayat:
-Bak abin bizim mahalleye geldiğinde...
Rabia:
-Onu sormadım. Hem sen neden kendini suçlu hissediyorsun ki?
Hayat:
-Ne bilim Gül'e uyup ilk defa bir komşuyla iletişime geçtiğim için olabilir.
Rabia:
-Yok şaka yapıyorsun herhâlde. İletişimsiz insan mı olur? Hem yani senin neyin eksik?
Hayat:
-Offf Rabia ister inan ister inanma ama durum bu tamam mı? Kimseyle konuşmadım görüşmüyordum. İlk defa abine açıldım işte.
Hayat tekrar lavaboya gitti.
İnanç:
-Pişt Rabia birşey mi oldu?
Rabia:
-Yok ne olacak? Ablam daha önce kimseyle konuşmuyormuş ona şaşırdım.
İnanç:
-Bence şaşırma onda daha ne numaralar var.
Duygu hanım:
-Oğlum bu gerçekten benim torunum mu?
İnanç:
-Gerçekten diyor yok anne şaka diye getirdik bu çocukları da yolda bulduk, tövbe tövbe.
Rabia:
-Abi annemin kafası zaten yeterince karışık şu an daha da karıştırma. Yani yemeğimizi yiyelim boşverelim herşeyi.
Gül:
-Hoşgeldiniz. Hayat nerede?
İnanç:
-Rabia?
Rabia:
-Yani lavaboya gitmişti. Ama çoktan gelmesi gerekti. Ben bir bakayım en iyisi.
Gül:
-Gerek yok ben bakarım sen çocuklara bak.
Rabia:
-Gül farkında mısın bilmem ama o benim görümcem benim bakmam lazım.
Gül:
-Benim de en yakın arkadaşım hem de yine görümcem oluyor yani ben daha yakınım. Benim bakmam lazım.
Hayat lavabodan çıktı. Hayat:
-Hayırdır kızlar ne oluyor?
Rabia:
-Görümcene sor.
Gül:
-Asıl bunu diyene sor.
Hayat:
-Gerçekten şaka mısınız? Ne oluyor ya?
Gül:
-Bilmem bu senin çakma görümcen tabi abisiyle bu defa ne yaptı acaba? Niye üzgünsün?
Hayat:
-Seni ilgilendiren bir şey yok. Kendi hayatına odaklan artık.
Gül:
-Sen de hasretini çektiğin kaynanana ve görümcene kavuştun ya çok değiştin.
Hayat:
-Ne değişimi? Ne saçmalıyorsun ya?
Gül:
-Çocuklara bakıcılığı da bu yeni görümcen almış zaten hani biz hiç ayrılmayacaktık. Hani can dosttuk. Yazıklar olsun.
Hayat:
-Bir dakika bir dakika... Gül sen ciddi ciddi beni kıskandın mı şimdi?
Gül:
-Benim sayemde İnanç enişte de gerçek ailesini buldu zaten benim bir önemim kalmadı.
Hayat:
-Gül bak yok öyle birşey... İnanç'tan önce de sen vardın şu an da sen varsın yani iyi ki de varsın. Kıskanman çok saçma yani. Bak hayatıma yeni birileri girse bile sen hep başka bir yerdesin.
Gül:
-Hayat sana bir şey diyeceğim. Özel olarak...
Rabia:
-Tamam görüşürüz.
Rabia çıktı.
********
Hayat:
-Evet dinliyorum.
Gül:
-Şey... Ben hamileyim kanka...
Hayat:
-Hayırlı olsun çok sevindim.
Gül:
-Can hiç sevinmedi. Hâlâ da bilmiyor zaten.
Hayat:
-Söylemedin mi? Hem belki değilsindir nereden biliyorsun?
Gül:
-Geçen karın ağrısından kontrole gittim. Hamilesin dediler. Şaştım kaldım.
Hayat:
-Bu zamana kadar olması gerekiyordu neden sıkıntı ediyorsun?
Gül:
-Can beni sevmiyor çünkü çocuğumuzu da sevmez bence.
Hayat:
-Can'a sen söylemezsen ben söylerim ona göre.
Gül:
-Söyleyemem kanka eminim çok kızacak.
Hayat:
-Can?
Can geldi. Can:
-Efendim abla?
Hayat:
-Gül'ün sana söylemek istediği bir şey varmış.
Can:
-E söylesin.
Gül:
-Şey ama kızma.
Can:
-Ben sana ne zaman kızdım?
Hayat:
-Gül hadi ya Allah aşkına sizin meseleniz ne? Hem ne zamana kadar saklayacaksın?
Can:
-Neyi? 🤔
Gül:
-Can bak kızma.
Hayat:
-Can bence kız artık çünkü benim sabrım kalmadı sana kolaylıklar dilerim.
Gül:
-Tamam söylüyorum.
Hayat:
-E bir zahmet artık.
Can:
-Abla sen biliyor musun ne söyleyeceğini?
Hayat:
-E tabiki..yok canım ben nereden bileceğim?
Can:
-Ne oluyor Allah'ını seversen biri açıklasın ya.
Gül tam söyleyecekti ki İnanç içeriden seslendi:
-Rabia bak Hayat nerede?
Hayat:
-Ben gitsem iyi olur.
Gül:
-Ben de geleyim bari.
Hayat:
-Sen Can'a hazır baş başa mevzuya girin siz.
Hayat onları baş başa mutfakta bırakıp çıktı.
Hayat:
-Ne oldu İnanç?
İnanç:
-Hiç... Merak ettim. Hem sen bir şeye mi üzüldün?
Hayat:
-Yok neye üzüleceğim? Sana öyle gelmiştir.
İnanç:
-Annem ortaya çıktığından beri bir garipsin de.
Hayat:
-Sana öyle gelmiştir hem yani ben senin hayatınla senin benim hayatımla oynadığından çok oynamıyorum. Esasında kendi hayatımla da oynamıyorum zaten. Oluruna artık bazı şeyler.
İnanç:
-Tabi öyle de bir şey var sanki.
Hayat:
-Yok birşey yok. Herşey normal.
İnanç:
-Rabia mı bir şey dedi?
Hayat:
-Yok ne diyecek? Annen torunları hakkında ne dedi?
İnanç:
-İnanmadı ki?
Hayat:
-Neye? Ama sen üzülme. Hem dedim zaten; bu zamana kadar neredeydi bunlar?
İnanç:
-Offf bilmiyorum Hayat ben de kalakaldım öyle.
Hayat:
-Başkası var mıdır sence?
İnanç:
-Nasıl yani?
Hayat:
-Annen kardeşin ortaya çıktığına göre başka kim çıkacak merak ediyorum.
İnanç ne diyeceğini bilemedi. İnanç:
-Hayat bak...
Hayat:
-Senin suçun değil özür dilemene gerek yok tamam.
Duygu hanım geldi. Duygu hanım:
-Oğlum burası da gayet güzel bir yermiş. Rabia'nın burada çalışması da büyük onur.
Hayat:
-Ya ya gerçekten çok büyük onur. Ama oğlunuzla hiçbir alakası yok. Rabia'yı işe ben aldım zaten.
Duygu hanım:
-Doğru mu oğlum?
Hayat:
-Yok Duygu hanım yalan zaten şöyle bir baktığımızda benim hayatımın %30u yalan. Oğlunuzla karşılaştıktan sonra hayatımın büyük bir yalandan ibaret olduğunu öğrendim. Ha bu arada ortaklık yaptığımız ofis vardı ya orası da yalan zaten. Sizin bu oğlunuzun hayatı yalandı ben de bu yalana ortak olmuş oldum. Neyse ben çıkıyorum. Hadi iyi günler size...
Hayat çok sinirlendi ve çocuklarla restorandan çıktı. İnanç da arkasından çıktı.
İnanç:
-Hayat bak....
Hayat:
-Bakamıyorum İnanç yoruldum artık sen yoluna ben yoluma...
İnanç:
-Annem için özür dilerim gerçekten ama...
Hayat:
-Ama ölmedim maalesef yaşıyorum. Ya bu ne biçim hayat ya... Hastalandıktan sonra evlenip sonunda mutluluk beklemezdim zaten. Beni yanıltmadın teşekkür ederim.
İnanç:
-Hayat nereye gideceksin bari onu söyle.
Hayat:
-Eve... Ya zaten evde oturmam gerekti. Mahallenin evde yalnız oturan kızıydım hatırlarsan ben... Hani birileri burnumun dibine yerleşmeden önce.
İnanç:
-Tamam. Çok özür dilerim gerçekten ama ben de geliyorum.
Hayat:
-Gelme uzak dur artık...
İnanç:
-Niye?
Hayat:
-Sen geleceksin sonra Rabia Duygu hanım Allah bilir sırada kim var? Yok ben eve gitmiyorum.
İnanç:
-Hayat yeter ama gerçekten daha nereye gideceğin bile belli değil bu ne ya?
Hayat:
-Annemlere tabi. Sen sakın gelme ama zaten burada olanlardan sonra annemin seni eve alacağını da hiç zannetmiyorum.
Hayat, Kader ve Kadir'i de alıp annesine geçti.
*********
Annesi:
-Hoşgeldin kızım hayırdır ne oldu?
Hayat:
-Hoşbulduk annecim özledim olamaz mı? Hem torunlarına göresin gelmiştir koştum geldim işte.
Annesi:
-Geldim derken yalnız mı geldin? Yani İnanç bırakmadı.
Hayat:
-Yok İnanç annesi ve kız kardeşiyle takılıyor. E tabi insan sonradan ailesini bulunca...
Annesi:
-E ne var bunda? Sen de onları bırakıp niye geldin ki?
Hayat:
-Duygu hanım ve İnanç kavga ederken benim orada olmam ne kadar doğru? Restoranın ortağı benim ama maşallah restoranda benim dışımda kavga etmediği kalmadı. Duygu hanım hastalık geçirmiş hafızasını kaybetmiş, İnanç'ı tanımadı zaten başta. İnanç ona darıldı sonra ben tabi araları düzelsin annesine çok yüklenmesin diye Duygu hanımın geçmişte bir rahatsızlık geçirmiş ve hafızasını kaybettiğini öğrendim bir şekilde İnanç'a da dedim işte annene çok yüklenme falan İnanç da annesiyle kavga etti. Sonra Kadir ve Kader'i de restorana götürdük tabi ailesini buldu ya arkadaş şöyle güzel bir yemek yiyelim dedi. Sonra işte diyor anne bu benim oğlum gerçi sen beni de tanımıyorsun oğlumu tanıyıp ne yapacaksın falan işte bir kavga çıktı orada sonra dedi işte ne yaşamış olursan ol yine de beni terketmek zorunda değildin dedi benim çok sevdiğim senin de tanıdığın biri neler neler yaşadı ama yine de beni terketmedi sen niye beni terkettin falan kavga ettiler işte. Offf anlatırken bile yoruldum.
Annesi:
-Kimden bahsediyor peki? Terk etmeyen kim?
Hayat:
-Senin kızın yani ben. Ya olay nasıl döndü dolaştı bana geldi diye sorma ben de bilmiyorum. Ama çok romantik ya...
Annesi:
-E sen de şuan terkettin zaten.
Hayat:
-Yok hiç de terk etmedim. Kafamı kızdırdı ben gidiyorum dedim ve geldim işte. İnanç'ın karısı olmaktansa annemin küçük kızı olmak daha güzel zaten her türlü.
Annesi:
-Ne zaman dönmeyi düşünüyorsun peki?
Hayat:
-Restorana mı? Bir doğru dürüst özür dilesin de.
Annesi:
-Yok şey için sordum; Can ve Gül gelecek de bugün.
Hayat:
-Araları düzelmiş mi? Gül söylemiş mi? İnşallah söylemiştir. Can çok kızmıştır eminim 😂🤣😂.
Annesi:
-Neye? Hem araları bozuk muydu? Neyi söyleyecek?
Hayat:
-Anne dedikodu sevmem ama benden duymuş olma ama Gül'ün geçen gün karnı ağrımış, karın ağrısından kontrole gitmiş. Doktor hamilesin demiş. Gül hamile yani, ay çok sevindim.
Annesi:
-E çok iyi bir haber bu.
Hayat:
-Bence de ama Gül çok korkuyor hayır neden?
Annesi:
-Can'a söylememiş ya ondan korkuyordur.
Hayat:
-Yok ya ben dedim geçen konuşun diye, konuştular mı ki? Aman neyinden korkuyor ya sanki ikizler olduğunda ben de İnanç'tan korkuyordum da. Manyak manyak işler. Hayır yani zaten benim hamile olduğumu İnanç farketti de balayının içine etti. Ya bak yine kızdım.
Annesi:
-İnanç'a da ben söyledim zaten bizim kıza dikkat et diye. Sen telefonunu açamadın ki?
Hayat:
-Evet işte İnanç yüzünden. Saçma sapan bir telefon yasağı getirmişti bana çünkü o dönem. Ya zaten İnanç'la olduğumuz vakit bana saçma sapan bir şey yaptırmaması mucize. Bir insan bu kadar saçma sapan bir hayat yaşayabilir mi? İnanç doğru yaşamıyor hayatının %90ı yalan şimdi evlendik benimde hayatımın %70ini yalana döndürdü.
Annesi:
-Memnun değilsin yani neden sürekli ondan dert yanıyorsun ki bana?
Hayat:
-Of anne ya ben bu kadar yalan söylemesine inanamıyorum. Sence bu normal mi?
Annesi:
-Anlattığın gibi İnanç annesinden babasından ayrı bir hayat yaşamışsa bence normal.
Hayat:
-Annesinden ayrı sadece babasıyla kalıyormuş sonra ayrı yaşamaya başlamış üniversite kazanınca da zaten babasını bırakmış. Ama bu nasıl bir hikaye ya valla beynim durdu.
Annesi:
-Kız kardeşi peki?
Hayat:
-Rabia da babasından ayrı annesiyle yaşıyormuş ayrıldıkları sırada İnanç üniversitedeyken doğmuş ama tabi İnanç'ın kız kardeşi olduğundan haberi yoktu çünkü babası ona söylememiş. Babası annesiyle de konuşmasını yasakladığı için haberi yokmuş. Böyle söyleyince ben bile inandım ama bence komplo.
Annesi:
-Nasıl ya?
Hayat:
-Aramız bozulmasın diye yalan uyduruyor bence yoksa Duygu hanım benim şirketten ortağım Rabia da restoranda yeni sorumlu. İnanç'la bir alakaları nasıl var ya?
Annesi:
-Bilmiyorum anlamadım.
Hayat:
-Yok biz evlenmemeliydik. Zaten niye evlendik ki?
Annesi:
-Birbirinizi çok seviyorsunuz çünkü. Hem gayet de güzel oldu.
Hayat:
-Ya nasıl güzel olmasın. Ne güzel çocuklarımız var. Ya var ya şaka maka derken ben de anne oldum, hayatımız yoluna girdi.
Annesi:
-E ne güzel işte. İnanç'tan şikâyet etmesen daha güzel olacak esasında ama...
Hayat:
-Canım görümcem Gül'den gördüm; o hep Can'ı şikayet ediyordu.
Annesi:
-Neyinden?
Hayat:
-Can niye İnanç eniştesi gibi değilmiş de... Kocamı kıskanıyor bildiğin. Zaten evlenene kadar sürekli aramıza girip durdu.
Annesi:
-Gül mü?
Hayat:
-Anam gelinine laf da söyletmezmiş... Ama kızına gelince sorguya çekmeyi biliyon. Ben seni bazen gerçekten anlayamıyorum. Senin evladın olduğumdan bile şüphe ediyorum bazen.
Annesi:
-O ne demek kızım?
Hayat:
-Ya sen değil misin ben küçükken de hep sevdiğim şeyleri başkalarına veriyordun zaten. Şimdi de zaten beni hep boşverdin ya damadın ya gelinin ya da Can'dan konuşuyorsun. Ben yokum zaten rahat olabilirsin. Dünya hayatı güzel olanların dünyası ben kimim ki burada?
Annesi:
-Ne alaka ya bak senin gördüğün kıymeti hiç kimse görmemiştir.
Hayat:
-Tabi canım tabi ona ne şüphe? Sen ne dersen de sonradan aileye girenler daha kıymetli zaten gözünde. Ya geldim "Nasılsın kızım?" diye soracağına "İnanç nerede?" diye sordun.
Annesi:
-Birliktesiniz ya normalde de birlikte olmanız gerekiyor zaten evlisiniz siz.
Hayat:
-Damadına sor; "Bu nasıl birliktelik?" diye. Ona sorarsın. Benim hiç ilgi alanıma girmiyor bundan sonra.
Annesi:
-İki çocuğunuz olana kadar herşey güzeldi şimdi mi bitti herşey? Yapma kızım ya. Bak sonra üzülürsün.
Hayat:
-Evet üzülürüm ama çocuklar babasız büyüdü diye. Evlendikten sonra çok değişti İnanç eski İnanç değil.
Annesi:
-Yanına git konuş istersen. Ben çocuklara bakarım.
Hayat:
-Gerek yok hem buyur arıyor zaten...
Telefon çalıyor...
Annesi:
-E konuş işte.
Hayat:
-Ellerimi yıkamam lazım. O kadar yoldan geldik, elim pis biliyon mu?
Hayat lavaboya kaçtı.
Annesi:
-Niye cevap vermiyor ki? Ne geçti aralarında acaba?
Annesi torunlarına yaklaştı. Kader ve Kadir oyun oynuyordu. Kader'i kucağına aldı. Annesi:
-Haniymiş anneannesinin tatlı kızı? Babayı arayalım mı? Ha kuzucum?
Kader:
-Bab-ba.
Annesi:
-He baba konuşalım mı?
Annesi Hayat'ın telefonundan İnanç'ın aramasına cevap verdi.
İnanç hemen açtı.
İnanç:
-Hayat neredesin sen çabuk söyle!
Kadir:
-Bab-ba.
İnanç:
-Efendim oğlum?
Kader ve Kadir, babalarının sesini duyunca aralarında bir telefon kavgası çıktı.
İnanç:
-Yanlışlıkla çocuklar aradı demek ki.
Hayat'ın annesi telefonu alıp cevap verdi:
-İnanç oğlum ne oluyor Allah'ını seversen söyle ya?
Hayat lavabodan çıktı:
-Efendim anne birşey mi dedin?
Annesi:
-Efendim çocuğum ne oluyor?
Hayat:
-Telefonla mı konuşuyorsun? Kim o? O benim telefonum mu ya?
Kadir:
-Bab-ba.
İnanç:
-Oğlum neredesiniz?
Hayat:
-Anne sana inanmıyorum ben iki dakika elimi yıkadım hemen İnanç'ı mı aradın? Bu ne damat sevdası ya!!!
İnanç:
-Hayat ben seni aradım yani annenin suçu yok.
Hayat:
-Sen niye beni arıyorsun ki? Annenle aran mı bozuldu?
Hayat'ın annesi:
-Kızım bir konuşun ya. Hem siz seneler önce birlikte olmak için neler neler yaptınız? Şimdi ayrılamazsınız.
Hayat:
-Bir dakika anne. Efendim İnanç ne oldu?
İnanç:
-Annem seni çağırıyor.
Hayat:
-İnanç sen harbi iyi değilsin, bir doktora falan görünsen iyi olur. Kafa mı buluyorsun sen benle?
İnanç:
-Niye inanmıyorsun ki? Annem restoranda seni bekliyor işte.
Hayat:
-İnanç kusura bakma ama sen kafayı yiyorsun. Ben annemin yanındayım zaten. Her ne kadar benden başka herkesi ve herşeyi konuşsa da ben buradayım.
İnanç:
-Ben de buna anlam veremedim zaten. Sen gittiğinden beri annem benimle konuşmuyor. Seni istedi. O kadar uğraştım konuşsun diye ama yok. Sonra annen arayınca da beni kovdu zaten.
Hayat:
-Annem seni mi aradı?
İnanç:
-Yok ben aradım. Annem beni istemeyince mecbur.
Hayat:
-Peki Duygu hanımla annem anlaşmış olabilir mi? Ya resmen gözümüzün önünde bize oyun çeviriyorlar görüyor musun? Tamam senin annenden beklerim de annemin olaya neden karıştığını anlamadım.
İnanç:
-Ben birşey yapmadım ama bu sefer...
Hayat:
-Onu sonra düşünürüz. Bir gidelim bakalım.
Hayat çocukları da hazırlayıp önce Gül'e gider.
Gül kapıyı açıp:
-Hayırdır kanka ne oldu?
Hayat:
-Bir görüşmem var çocuklara bir bakar mısın?
Gül:
-Görümcen bakamıyor mu? Aranız mı açıldı?
Hayat:
-Sen bakmayacak mısın?
Gül:
-Çok isterdim kanka ama bugün Can'la müthiş planlarımız var. Evde olamayacağım o yüzden.
Hayat:
-Tamam kanka. Anladım, iyi eğlenceler...
Gül:
-Sana da kanka...
Hayat son çare çocukları da alıp restorana gider.
Hayat:
-Efendim Duygu hanım? Niye beni çağırttınız?
Duygu hanım:
-Ben seni çağırmadım ki, sen kendin geldin.
Hayat:
-Gerçekten çok komik:). Ama biraz ciddiyet yani oğlunuzla evlendim diye şey yapıyorsanız hiç gerek yok. Yani zaten benim suçum da yok tamamen oğlunuzun suçu o.
Duygu hanım:
-Bu çocuklar da oğlumun çocuğu öyle mi?
Hayat:
-Ne alaka? Benim çocuklarım onlar. Her ne kadar oğlunuz yüzünden doğsalar da.
Duygu hanım:
-Sen şimdi düğünde neden yoktuk da şimdi ortaya çıktık diye soruyorsun haklı olarak.
Hayat:
-Tabi sorarım ne düğünde ne kız istemede İnanç yapayalnızdı. Ya buraya taşınana kadar çocuğun kimsesi yoktu. Annemde ona tatlı götürmemi falan istiyordu. Ben de bir gece şekerpare götürdüm sonrasını siz düşünün. Ama benim hiçbir suçum yok. Ben mesafemi hep korumaya çalıştım o güne kadar ama...
Duygu:
-İnanç da aynı şeyleri söyledi.
Hayat:
-Anlamadım siz şuan benim yalan söylediğimi falan mı düşündünüz? Bu konuda oğlunuz yalanlarıyla meşhur zaten sorguya gerek yok.
Duygu hanım:
-Gerçekten onu seviyor musun peki?
Hayat:
-Yok siz benim aklımı sınıyorsunuz ya sevmeseydim evlenir miydim? Hem ne bu annemin yanından çıktım o da sorgu sual siz yine bir sorgu sual. Hayırdır sınava giriyoruz da haberimiz mi yok?
Duygu hanım:
-Ayrılmayı düşünüyor musunuz peki?
Hayat:
-Siz neyi amaçlıyorsunuz?
Duygu hanım:
-Ben oğlumun mutlu olmasını istiyorum açıkçası.
Hayat:
-Mutluydu zaten. Yani biz birlikte çok mutluyduk.
Duygu hanım:
-Ama sabah kavga edip gittin.
Hayat:
-Siz bizim tanıştığımızdan beri burada yaşadığımız kavgaları duysaydınız.... Oğlunuz çok yalancı olduğu için kavga kaçınılmaz yani.
Duygu hanım:
-Nasıl yani?
Hayat:
-Tanıştığımızda kimsem yok dedi, ben de doğal olarak yanında olmak istedim; "Kimsen yoksa ben varım" demiştim o an. Ve onu dedikten sonra farkettim ki İnanç'ın benden çok çevresi varmış. Sonra ailem yok beni terk ettiler falan demişti ama bugün görüyorum ki annesi benim ortağım çıkıyor kız kardeşi desen restorana eleman olmuş da haberimiz yok. Sizin bu oğlunuz valla şaka gibi bir adam. Her zaman beni sinir ediyor ama mutlu etmesini de biliyor. Hayatıma renk kattı ve onsuz bir hayat düşünemiyorum.
Duygu hanım:
-Ne güzel Allah daha iyi etsin.
Hayat:
-Sinirimi bozuyor ama....
Duygu hanım:
-Neden?
Hayat:
-O şuan annemin yanına gitti dimi? Zaten benimle konuşmadan önce de ailemi nasıl oldu bilmiyorum ele geçirdi. Annem onu benden çok seviyor yani tanıştığımızdan beri. Annemin kızı mıyım evde bir yabancı mıyım çözemedim. Annemin kızı olarak gittim torunlarıyla görüşsün istedim. Kapıdan girmeden annemin sorduğu şey; "İnanç nerede kızım?" "Seni o bırakmadı mı" falan yani bir saat İnanç dinledim.
Duygu hanım:
-Bu mu sinirini bozuyor?
Hayat:
-Duygu hanım ben annemi çok seviyorum ve benimleyken başkasından konuşması hiç hoşuma gitmiyor. Şimdiyse gelmiş mevzu benden çok başka ya Can var ya Gül var ya da İnanç'tan konuşuyor. Ben eskisi gibi annemin küçük kızı olmak istiyorum dedim. Ama olmadı.
Duygu hanım:
-Başka bir problem yok yani. Anladım. Sen çok sevdiğin biri bile olsa anneni paylaşmak istemiyorsun. Ama İnanç tam tersi; beni herkesle paylaşır.
Hayat:
-Normal çünkü o erkek çocuk. Kız çocuk annesiyle başka bir bağ kuruyor.
Duygu hanım:
-Benim kızım olmaya ne dersin peki?
Hayat:
-Sanırım anneme sormam lazım.
Duygu hanım:
-Tabi sorabilirsin.
Duygu hanım Hayat'ı cevapsız sorularla baş başa bırakıp restorandan ayrıldı.
Bu sırada İnanç da Hayat'ın annesiyle apartmanda konuşuyordu.
Hayat'ın annesi:
-Sen Hayat'tan memnun musun?
İnanç:
-Tabiki de yani niye sordunuz?
Hayat'ın annesi:
-Geçen kavga etmişsiniz çok üzgündü yanıma geldi.
İnanç:
-Ben de aradım neredesin Hayat diye siz açtınız telefonu. Arada Hayat'ın kafası atıyor ben de yok yere tartışma çıkarıyorum içini döküyor rahatlıyor. Olayı bu şekilde çözmüş oluyorum.
Hayat'ın annesi:
-Ayrılmayı düşünür müsünüz peki?
İnanç:
-Ben düşünmem ama Hayat düşünebiliyor bazen. Onun da formülünü buldum güzel bir şey söylüyorum hemen barışıyor. Beni eskiden daha çok sinir ediyordu artık düzeldi ya da alıştım artık herhâlde.
Hayat'ın annesi:
-Annenden ya da kardeşinden neden Hayat'a bahsetmedin? Yani sana söyledik dimi? Hayat özel bir kız çok sinir etme dedik yani.
İnanç:
-Hayat'la ve sizle tanışınca kendimi boşverdim. Annem beni bırakıp gidince Hayat'ın böyle bir ailesi olması beni mutlu etti. Yani dolayısıyla ben de aranıza karışıp ailemde bulamadığım mutluluğu Hayat'la birlikte tatmak istedim.
Hayat'ın annesi:
-İyi yaptın. Ama Hayat bilirsin bana biraz fazla bağlı olduğu için şuan bizim konuşmamızı bile kıskanıyor olabilir. Ama sonuçta sen de benim oğlumsun ve bu kızımla birlikte olduğunuz sürece değişmeyecek.
İnanç:
-Teşekkürler anne ben çıkabilir miyim?
Hayat'ın annesi:
-Peki oğlum.
İnanç tam kapıyı açmış çıkıyordu ki Hayat telefon açtı.
İnanç:
-Efendim Hayat'ım...
Hayat:
-İnanç, bırak şimdi hayatımı falan acil restorana gel. Konuşmamız lazım.
İnanç:
-E konuşuyoruz zaten annenle görüştüm ve bana saçma sapan şeyler söyledi.
Hayat:
-Senin annen de bana... Hemen gel nolur.
İnanç:
-Tamam geldim.
İnanç restorandan içeri girdi.
İnanç:
-E ne olmuştu?
Hayat:
-Gel otur İnanç. Biz ayrılacak mıyız?
İnanç:
-Yok yani niye ayrılalım? Annem yüzünden mi? O mu dedi?
Hayat:
-Nasıl tanıştınız falan sormasını anlarım ama çocuklu bir insana ayrılmayı düşünüyor musunuz? Diye sorulur mu?
İnanç:
-Annen de bana tartıştık diye aynısını söyledi.
Hayat:
-Sen ne dedin?
İnanç:
-Hayat'ın kafası atıyor bazen tartışıyoruz rahatlıyor dedim. Ne yapsaydım yalan mı?
Hayat:
-İyi demişsin de biz ayrılmayacağız dimi?
İnanç:
-Yok ayrılmayacağız. Sen beni mahalleye geldiğimde hiç bırakmadın ben de seni bırakmayacağım.
Hayat:
-Biliyorum da başkası sorunca insan bir tuhaf oluyor.
İnanç:
-Çocuklar nerede bu arada? Baba demeyi öğrenmişler.
Hayat:
-Ciddi misin? Anne de dediler mi?
İnanç:
-Yok sadece baba çünkü hepiniz beni seviyorsunuz.
Hayat:
-Sen de sevilmeyecek gibi değilsin şimdi. Annen bana benim kızım olur musun diye sordu bu arada.
İnanç:
-Senin annen bana hep oğlum diyor zaten.
Hayat:
-Herkesi ele geçirdin tebrik ediyorum 👏🏻👏🏻👏🏻.
Onlar tatlı tatlı muhabbet ederken Duygu hanım ve Rabia mutfaktan kocaman bir pasta ve süsler getirdiler.
İkisi de bu duruma şok oldu. Onlar birbirlerine şaşkınlıkla bakarken Duygu hanım araya girdi:
-Evlilik yıldönümünüz kutlu, birlikteliğiniz daim olsun 🥳🥳🥳🎉🎂.
Hayat:
-Ya ama İnanç...
İnanç:
-Bana hiç öyle bakma benim suçum değil. Haberim bile yoktu ki zaten.
Hayat:
-Evlilik yıldönümümüzü senden başka bilen mi var?
Rabia:
-Mesela ben biliyorum 🙋🏻♀️. Esasında herkes biliyor.
Duygu:
-E iyi ki varsınız o zaman.
İnanç:
-Gel dans edelim bari, o kadar hazırlık yapmışlar.
Hayat:
-İlk buluşmamızdaki gibi mi?
İnanç:
-E yani.
Hayat ayağa kalktı ve seneler önce olduğu gibi romantik bir müzik eşliğinde dans etmeye başladılar.
Hayat:
-İnanç iyi ki varsın seni çok seviyorum♥️❤️♥️.
İnanç:
-Ben de seni çok seviyorum Hayat'ım♥️❤️♥️.
Onlar dans ederken restorana Gül ve Can girdi.
Gül:
-Biz de dans edelim mi Can?
Can:
-Tabi olur.
Gül:
-Bu arada ben hamileyim biliyor musun Can?
Can:
-Ne?
Hayat atladı:
-Doğru söylüyor Can bir kızınız olacak.
İnanç şok oldu:
-Sen nereden biliyorsun?
Hayat:
-Söyledim ya sana Gül söyledi.
İnanç:
-Yok onu demedim kız olacağını nereden biliyorsun?
Hayat:
-Halasıyım ben onun hissederim.
Can:
-Herkes biliyor bir babası olarak ben mi bilmiyorum?
Rabia:
-Ben de bilmiyordum.
Duygu hanım:
-Ben de yeni duydum.
Can:
-Neyse neyse boşverelim bunları bu geceyi yaşamak lazım. Haydi dansa devam.
İnanç:
-Aynen katılıyorum. Biz bu geceyi yaşayalım.
Hayat:
-Bakma bana öyle. Kesin kız olacak? Bak görürsün. Hayat dedi dersiniz.
İnanç:
-Ya kız olsun erkek olsun ne diyelim hayırlısı olsun. Sağlıklı olsun da.
Hayat:
-İnşallah halası gibi karmakarışık bir hayatı olmaz.
İnanç:
-Memnun değil misin?
Hayat:
-Çok mutluyum sayende♥️❤️♥️. Hayatıma giren en güzel değişimsin♥️❤️♥️.
İnanç:
-Sen de benim için öylesin♥️❤️♥️.
Rabia:
-Görüyor musun anne? Abim çok mutlu olacak diyordum sana.
Duygu hanım:
-Oldu da zaten ki bugün Hayat'la konuşunca bunu bir kez daha anladım.
O akşam ilk tanıştıkları akşam olduğu gibi çok güzel bir akşam geçirirler. İkisi için de aileleri için de mutlu bir akşam olmuştur.
Yorumlar
Yorum Gönder